❝Hazan Mevsimi, hüzün mevsimi; vardır herkesin bir derdi...❞
.
.
.
.
.
"Yardımlarınız için çok sağ olun," dedi. Sesi buz gibiydi. Karda kalmış ve sanki hiç ısınmamış gibi...Garip, ama asıl garip olansa, sadece sesinden çıkardığım bu anlam.
Daha fazla sessiz kalmak yerine, "Vatan sağ olsun," dedim ve ona arkamı döndüm. Bir iki adım atmıştım ki duyduğum sözle boğazım kurudu, attığım ikinci adım havada dondu kaldı.
"Vatanın evlatları sağ olsun."
Hızla kendimi toparladım ve arabaya bindim. Dudaklarımı oynatarak, "Yeniden görüşeceğiz komutan," dedim.
Komutan dudaklarımı okudu mu bilmiyorum ama onun yüzünün hiçbir yeri görünmediği için bunu şimdilik sorgulamadım.
Arabayı çalıştırdım ve geri vitese takarak, onlardan iyice uzaklaştım. Ani bir manevra ile döndüm ve gaza sonuna kadar bastım.
Toprak ardımdan havalanırken aynadan onları gördüm;altı kişi yan yana durmuş bana bakıyordu...
*
Bir yaprak savruldu. Rüzgar şiddetle esti,aşk hoyratça kalpleri vurdu.İki sancılı yürek geçmişten çıktı ve birbirine tutundu.Acı iki insanı birbirine bağlamak için büyük bir savaş verdi.Aşk için çırpınan insanlar vardı ama Hazan Mevsimi onlara görünmedi. Hazan Mevsimi sadece gerçekten sevenler icin var oldu...
Şimdi sizde Asker kızı ve Yiğitoğlan'ın hikayesini okumaya hazır mısınız?
Kapak Tasarımı:elifedabyy
Tüm hakları saklıdır!
Çok istediği bölümü kazanmak için çok çalışmış ve sınav sonucunun açıklanmasını büyük bir sabırsızlıkla bekleyen genç bir kız.
O çok beklediği sonucun açıklanacağı günün gecesi, sadece eğitim hayatını değil, tüm yaşamını etkileyecek olaydan bihaberdi.
⏳
"Ben seni tanımıyorum," dedim, soğukça.
"Tanıyacaksın," dedi, sakince. Konuşma tarzında beni rahatsız eden bir şey vardı. "Daha çok zamanımız var."