Rüya olduğunu anladığım bir yerdeyim. Aynı bulutlar gibi, merdivenlere de benziyor. Pamuk gibi katlı olacak şekilde içleri su dolu merdivenler. Ben en yüksek kattayım. Yavaşça aşağı inmeye başlıyorum. Daha büyük ve derin bir tanesine geldiğimde duruyorum, öylece ayakta duruyorum sadece. Ellerim havaya kalkıyor ve belimin hizasında duruyor. Beyaz bir ışık geliyor sağ elime, daha sonra bu beyaz ışık netleşiyor. Ay, hilal şeklinde bir Ay tutuyorum elimde.
Sol elime daha küçük olduğundan dolayı loş bir ışık iniyor. Bu ışık ise bir yıldıza dönüşüyor, bune şimdi? Diye geçiriyorum içimden. Sonrasında ışıklar daha fazla yanıyor. Ellerimde ışıktan kaynaklı oluşn ısıyı hissedebiliyorum.
Adım sesleri geliyor. Birinin adımlarından gelen su seslerine doğru çeviriyorum ellerimdeki bakışlarımı. Biri...
Bir adam... Tanımadığım bir adam ama kadar güzel geliyor ki gözüme... Baktıkça bakasım geliyor, içim içime sığmıyor ve kalp atışlarım o bana yaklaştıkça hızlanıyordu. Üstünde aynı elbisemin renginde beyaz bir gömlek, altında ise siyah bol kesim bir pantolon vardı. O da benim olduğum su dolu yere bir adım attı ve tam önümde durdu.
Başını kaldırdı ve bana uzun uzun baktı. Soru sorma dürtüme engel olamamak ile birlikte, "Sen kimsin?" Diye sordum.
"Ben,"
Cevabı vermek üzereyken, rüya yarıda kaldı...
Hiç ama hiç bitmemesini istememe rağmen...
Son güncelleme; 11/09/2024