Soluk Gözyaşı'
  • Reads 36
  • Votes 3
  • Parts 7
  • Reads 36
  • Votes 3
  • Parts 7
Ongoing, First published Sep 03, 2024
Küçük çocuklar çok fazla ağlar öyle değil mi? Acılarını ağlayarak anlatırlar. Düşünce susmayız, ağlarız değil mi?

Babam ben küçükken, Küçük çocukların kalbinin Gözyaşı olduğunu söylerdi. Ama benim kalbim Gözyaşı değildi. 
 
Benim kalbim Soluk Gözyaşıydı. Görünmezdi. Hissedilirdi. Soluk bir kalbim vardı. Soluk ama hissi olan. Soluk ama görünmeyen.

Zihnim kirliydi. Zihnim bir mavi duvardı ve onu siyaha boyamaya çalışıyorlardı. Kapatıyorlardı mavimi. Siliyorlardı Soluk Gözyaşımı. 

Önce benden çocukluğumu aldılar. Sonra babamı ve ikizimi aldılar. Beni karanlıktan çıkaran herkesi aldılar. Ve bir oyunun ortasına düşmüştüm. Ya yaşayacaktım ya ölecektim. 

Onu unutmak istemiyordum. Ama unutuyordum. Git gide herkesi unutuyordum. Beynimi temizliyordular. Seni unutmak istemiyorum demek istedim. Ama neyi unutmak istemediğimi bile unuttum.

Zihnimde canlanan tek cümle vardı. Ve bu cümle durmadan dönüyordu. Ve haykırıyordum. Durmadan bağırdım. 

H̶e̶r̶ şe̶y̶i̶m̶i̶ u̶n̶u̶t̶t̶u̶m̶.

Ve bunu da sildiler. Her şeyimi sildiler. Seni unutmak istemiyorum. Ama seni de benden alıyorlardı. Bir kayıp daha vermeye hazır mıydım? 

☆

Boksör- Tıp Öğrencisi

Aras Adar ve Hilal Atalar.
All Rights Reserved
Sign up to add Soluk Gözyaşı' to your library and receive updates
or
#145yaşam
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
40 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
BIÇAK SIRTI - BXB - GAY cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
Fındık Tarlası cover
MAZHAROĞULLARI cover
İMDADIM cover
AİLE 2 PAPATYA (Düzenlenecektir) cover
KONUK SEVMEZ DENİZ cover
Kara Gül  cover

GECENİN İZİ

40 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....