Küçük çocuklar çok fazla ağlar öyle değil mi? Acılarını ağlayarak anlatırlar. Düşünce susmayız, ağlarız değil mi? Babam ben küçükken, Küçük çocukların kalbinin Gözyaşı olduğunu söylerdi. Ama benim kalbim Gözyaşı değildi. Benim kalbim Soluk Gözyaşıydı. Görünmezdi. Hissedilirdi. Soluk bir kalbim vardı. Soluk ama hissi olan. Soluk ama görünmeyen. Zihnim kirliydi. Zihnim bir mavi duvardı ve onu siyaha boyamaya çalışıyorlardı. Kapatıyorlardı mavimi. Siliyorlardı Soluk Gözyaşımı. Önce benden çocukluğumu aldılar. Sonra babamı ve ikizimi aldılar. Beni karanlıktan çıkaran herkesi aldılar. Ve bir oyunun ortasına düşmüştüm. Ya yaşayacaktım ya ölecektim. Onu unutmak istemiyordum. Ama unutuyordum. Git gide herkesi unutuyordum. Beynimi temizliyordular. Seni unutmak istemiyorum demek istedim. Ama neyi unutmak istemediğimi bile unuttum. Zihnimde canlanan tek cümle vardı. Ve bu cümle durmadan dönüyordu. Ve haykırıyordum. Durmadan bağırdım. H̶e̶r̶ şe̶y̶i̶m̶i̶ u̶n̶u̶t̶t̶u̶m̶. Ve bunu da sildiler. Her şeyimi sildiler. Seni unutmak istemiyorum. Ama seni de benden alıyorlardı. Bir kayıp daha vermeye hazır mıydım? ☆ Boksör- Tıp Öğrencisi Aras Adar ve Hilal Atalar.All Rights Reserved