Yağmur damlaları hızla yere düşmeye devam ettiğinde, ben sarsak adımlarımla yürümeye devam ettim. Gözyaşlarım yanağımdan süzüldüğü esnada yağmurla karışıyor ve daha sonra yere dökülüyordu. Bir faydası yoktu bu yaşların. Her ikisi de büyük bir felaketi çağrıştıyordu. Sokakta bir kişi bile yoktu. Sadece ben ve varlığını şehri inleterek belli eden öfkeli gökyüzü vardı. Yoksa böyle bana mı sinirliydi? Benim yaptıklarıma mı ? Sarsak adımlarımı hızlandırmaya çalıştırarak koştum. Gökyüzü adeta insanlardan belki de benden hıncını çıkartmak istercesine gürlüyordu. Ben ne kadar hızlanırsam hızlanayım ,hiç bir şeyden kaçamıyordum. İnce bir tişört ve pantolon bu soğuk için yeteri kadar koruyucu değildi. Korunmak da istemiyordum zaten. Ben sadece her şeyden, belki de herkesten kaçmak .insanlardan uzaklaşmak istiyordum. Yüzüme tokat gibi vuran sert hava yaşlı gözlerimi dahada kısmaya zorluyordu. Kıstım. Ve kaçmak için bir hamlede daha bulundum. Herkesten kaçmak için... Koştum. Kimsenin beni durduramayacağı kadar hızlı koştum. Taa ki ilerideki yoldan karşıya doğru hızla geçeceğim sırada beklemediğim bir şey oldu. Ben tam yol ortasındayken araba kornaya deli gibi basmaya başlamıştı. Fakat çok geçti... Karınmda hissettiğim acıyla yere yığıldım, bilincim kapanıyorken başımdan sıcak bir şey aktığını hissettim. Her şey bitmiş miydi? . . . Hoşgeldiniz :)
1 part