Karnına değil, kalbine ve ruhuna yediği yumruklar; boğazına çöreklendiğinde inancı kalmamıştı genç dünyasında sevgiye...zor muydu bu kadar ya da döndüğünde her yanını kesen tuz buz cam parçaları mıydı kesen nefesini? Yıllar geçti bilemedi...ta ki ruhuna zıtlığıyla bir o kadar da eş O'nunla tanışana kadar. Yeryüzünde hangi kalp ve hangi ruh bu denli tarumar olacaktı kim bilebilirdi? Ya da ağızdan dökülen cümlelerin işittiklerine, hangi kulak inanabilirdi? Kendi ruhunun dehlizinde, çekilmiş bir göl gibi kupkuruydu kalbi...yürüdü...sadece yürüdü...