Şeytan temiz kalbe üflemeyi severdi ve kalp; hayat uğruna öleceği biri için gelen nefesi kabul eder, zehri yavaş yavaş aklardı içine. Kabullenişse hayatı geride bırakmak, tüm yükü üstlenmekti ve başta tertemiz olan kalp; şeytanın günahını bilmeden önceki halidir daha sonra zamanla grileşir; günahları bedenine kuşandırırdı. Bir bedende günahları kuşanmak, günahı sırtlanmaktı ve o kadın bir bedende çokça hayat görmüş tıpkı şeytanların bedenden bedene hayat sürmesi gibi kederini yaşamıştı çünkü kaderde keder varsa yaşanılırdı. En sonda kalp yaşantılara dayanamaz, tamamen karardı. Kararmış kalbi kimse kabul etmezdi. Kararmış bir kalp geride kalanlara bir mektupla veda eder, hayatını şeytana teslim ederdi. Gerçekten kararmış bir kalp yürekten gelen tebessümle aydınlanırdı. Elbet izler kalırdı. Yine de her şeye rağmen ömrünün geri kalanında canlanmış bir tebessüm az da olsa yaşamı hissettirirdi. Acı dolu feryat figan hayatında kalbini ısıtabilecek bir yürekten gelen tebessüm bulabilecek miydi, yoksa yüreğindeki ateşle mi yanacaktı, henüz kendisi de bu akıl almaz gerçeği bilmiyordu. Namıdeğer narin ve kırılgan kalpli Azelya hayatını bir adam uğruna yakıp, ölüm soğukluğuna ulaştığında yüreğindeki yangında kendini ısıtan, Coralina Lopez girdiği hengamede savaştan çok yüreğindeki savaşla yaralanan ve Polen Kalagay geride kalan tüm güzel yaşanmışlıkları tadan o kadındı.