İlk deneyimim değil daha öncede pek çok yazı yazdım fakat ilk kez buraya aktarıyorum. İsmimi şu anda vermem pek doğru olmaz umarım okuyup beğenirsiniz Bu çalışmam fantastik bir kurgu içeriyor iyi okumalaar :)) ***** Hala aklındaydı, onun bakışlarını hapsetmeye çalışan sarımsı gözleri, kırmızı şişkin dudakları, onu her daim koruyabilecek geniş gövdesi ve başak taneleri kadar yumuşak saçları... O günden itibaren evet belkide hiç bir zaman bu kadar içten bakamayacaktı ona. Evet onu çok sevmişti sarı kahverengi saçlarını bir gün bile jölesiz görmemişti. Yağmur yağıyordu açık saçları gittikçe koyu bir hal almıştı. Tam öpüşeceklerdi, ansızın telefon çaldı. Sonra kız ile oğlan bir kulübe bulup yağmurun dinmesini beklediler. Saçları kurumuştu, böylede çok çekiciydi. Işık yoktu, sessizdi ortalık sabaha kadar uyumamışlardı ama konuşmamışlardı da. Kızın belini oğlan uzun parmaklarıyla kavradı. Uzun bir süre böyle kaldılar. Kız sonra sıkıldı ve yıkık dökük kulübenin gıcırdayan kapısını sürükleyip gitti. Sonra o kapı kapandı ve, en büyük pişmanlık hikayesi başladı...