Çocuk yaşlarda annesinin evi terk etmesi sonucu psikolojik bir çöküntü yaşayan Kim Taehyung, mesleğine tutkuyla bağlı, disipline önem veren amansız ve katı kuralları olan bir askeri subaydır. O kadın-erkek ilişkilerine olan inancını çoktan kaybetmiş, hayatında aşka ve sevgiye yer olmayan bir kişiliğe sahiptir. Aşkı uzak durulması gereken bir güzellik buyüsüne benzeten Taehyung'un tek tutkusu işi ve mesleğidir. İşinde bir numaralı bir üst subaydır, hayatında kaybetmekten korktuğu tek aşkıdır.
Güzelliği ile etraftaki bütün erkeklerin ilgisini üzerine çekmeyi başaran Kim Jennie ise uzun yıllar önce, güvenlik güçleri tarafından yürütülen bir operasyonda (BSD) hem annesini hem de babasını kaybetmiştir.
Ancak Jennie tüm bu olumsuzluklara rağmen hayata olumlu bakmakta ve bir gün seveceği insanı bulacağına inanarak yaşamaktadır. O, Taehyung'un aksine sevginin gücüne inanmaktadır. Dinine bağlı,pozitif ve iyimser bir kız olması; kalbinin güzelliğini yüzüne yansıtmıştı.
Bu kurgu, köylü ve yetim, öksüz kızı Kim Jennie ve sınır güvenliği subayı Kim Taehyung'un 15 yıl arayla birbirlerini yeniden görmesiyle gelişen olayları ve bu ikilinin aşk ve nefret duygularını anlatıyor. 15 yıl öncesinde küçük kız Jennie, ebeveynleriyle beraber içerisinde bulunduğu bir otobüsü sınır güvenliğinin saldırısına uğrar. Jennie'nin annesi babası bu kanlı katliamda gözleri önünde can verir diğer bir çok kişi gibi.. Bu sırada otobüste bir çocuk belirir. Bu çocuk Taehyungdur. Jennie ve Taehyung ilk defa bu otobüste karşılaşırlar. Elbette çok hoş bir karşılaşma değildir bu. Bu vahim katliamın üzerinden 15 yıl geçmiştir. Jennie, büyuyüp serpilmiş güzel mi güzel bir genç kızdır artık. Taehyung ise sınır güvenlik kuvvetlerinin yakışıklı üst subayı olmuştur.
Rangrasiya, aşk ve tutkunun rengi demektir.
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı birbirine yasladı. "Seni çok seviyorum. Seni senden çok seviyorum."
Bu kez ben dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp ayrıldım. "Seni çok seviyorum. En az beni sevdiğin kadar seviyorum seni." Kollarımı boynuna dolayıp yüzümü boynuna gömdüm. Kokusunu içime çektim.
Çok özlemiştim.