Göktuğ ile aynı anda bir birimize döndük.Bu 'sıçtık' bakışıydı.Bu kez harbiden çok fena sıçmıştık. *** Karşımdaki adam sanki çok keyif verici birşey söylemişim gibi sırıttı "Diyorum ki önünü göremeyecek kadar kör müsün? Öyleyse gidip baktırsaydın bir. " sesi alçaktı ama resmen 'bela' kokuyordu. Az önce onun hâlinden tırsan benden eser kalmamıştı içimdeki öfke giderek artıyordu tek elimi yumruk yapıp öfkeyle karşıdaki adama doğru konuştum "Götümde göz yok kusura bakma." bende sinirle sırıtıp "Dön bakayım senin götünde var mı?" dedim. Bilerek arkasına bakıp konuştuğumda sinirle bir adım attı "Ağzını topla." diyerek yüzüme tısladı.Baştan aşağı bir ürperti geçti üzerimden.Bu adamın sesi dahi karşısındakini emrinin altına sokabilirdi.Ama o kişilerden biri olmaya hiç niyetim yoktu. "Toplamazsam ne olur?" bende bir adım daha yaklaşıp aramızdaki mesafeyi en aza indirdim şimdi o katı kokusu burnuma geliyordu. "Karşımda böyle konuşmaya nasıl cesaret ediyorsun?" alay geçer bir tonda söyledi.Şimdi de benimle dalga geçiyordu birde. Pamuk ipliği ile bağlı olan şalterlerim attığında yüzüne haykırdım "Sen kimsinde senin önünde konuşamayayım lan!Seni sikime taktığım mı var lan şerefsiz!?" benden büyük dahi olsa basit bir sebepten dolayı benimle dalga geçemezdi,izin vermezdim. (+18 içerik ve argo kelimeler var kitapta bunlara dikkat ederek okuyunuzzz.)Seluruh Hak Cipta Dilindungi Undang-Undang