Ezilmiş, solmuş bir küçük Nilüfer Çiçeğiyim ben. Dağların arasında karlar yağmış üzerime. Kimsesiz, yetim kalmış bir çocuğum ben. Hayatımın en derin yaralarına, soğuk ve acı bir örtü gibi yapışmış bu beyaz örtü, içimdeki sıcaklığı örten bir Kar Tanesiyim ben. Gözlerimdeki ışıltı, hayallerin gölgesinde kaybolmuş bir ruhum ben.
Düşlerimde, bir gün baharın sıcak rüzgarıyla uyanacağım ve yeniden parlayacağım hayalini taşıyorum ben, içimdeki bu derin acı, bir gün geçer mi, bilmiyorum. Ama yine de, bir umut var; belki de bir gün, bu yalnız dağların arasında, bir kalp beni fark eder ve hayatıma renk katar diye bekliyorum ben.
Şehvet ve tutku için aşık olmak mı gerekliydi?Atlas Kuzey bekarlığa veda partisinde hiç sevmediği bir kadına dokunarak aslında şehvet ve tutku için sadece aşkın değil nefretin de yeterli olduğunu öğrenicekti.
Seçil Sezgin'le şehvet , tutku ve nefretin içiçe olduğu bir hayata istemeden de olsa adım atıcak , bağımlısı olucaktı.