AŞKIN PİYASASI (düzenleniyor)
  • Reads 509,911
  • Votes 15,378
  • Parts 63
  • Reads 509,911
  • Votes 15,378
  • Parts 63
Complete, First published Apr 19, 2015
-devam et!
 
diye bağırdım gözlerinin içine bakarak, bir an şaşırır gibi oldu ama hemen sonra gözleri öfkeyle kısıldı ve elini bacağıma atıp sıkmaya başladı..dudaklarını boynuma gömüp o hep çok sevdiğini söylediği köprücük kemiğimin üzerini sertçe ısırdı.ben acıyla inlerken bacağımı insafsızca sıkmaya devam ederek

-ilkin değilim belli ki yumuşak davranmaya gerek yok! 

diye tısladı ve az önce ısırdığı yeri tekrar ısırdı.boynumda sıcak bir ıslaklık hissederken bağırmamak için dişlerimi sıkmak zorunda kaldım.
aslında onu durdurabilirdim ama eğer yaparsam bana yada masumluğuma hiç bir zaman inanmayacaktı ve babasının tehditleriyle yoluna devam edecekti..
yol dediğimiz şeyse kuzey için bataklığın dibi oluyordu ki ben onu kurtarmaya çalışırken battığımı fark edememiştim.
en önemlisi de  beynimin bir köşesi intikam için devam etmesini istiyordu..
böylece kapanmamış hiç bir mevzu kalmayacaktı o yüzden suçlamalarına gözlerimi gözlerine dikerek soğuk kanlılıkla cevap verdim

-yumuşak olma o zaman ama devam et! 

gözleri hepten kararırken ellerimi bileklerimden çekip yatak başlığına doğru kaldırdı ve hakkaten devam etti.....  (devamı kitapta gençler)
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add AŞKIN PİYASASI (düzenleniyor) to your library and receive updates
or
#62rüzgar
Content Guidelines
You may also like
You may also like
Slide 1 of 10
Yaralarımı Sar cover
GÜNAHA DAVET ( +24 ) cover
kiralık aşk (finalden sonra) cover
Beyefendi /yarı texting/  ~FİNAL~ cover
EKSTREM cover
ÇİTRA cover
DEVRAN AĞA  cover
* YALNIZ KUŞ *         cover
TUTKU cover
BOZBEY cover

Yaralarımı Sar

37 parts Complete

Ben de tükenmiştim. Ben kaybolmuştum. Kendi içimdeki koca boşlukta kaybolmuştum. Bulamıyordum artık eski beni. Eski zamanı. Eski insanları. Beni böyle sarsan başka bir şey hatırlamıyordum. Zincirlenmiştim ben buraya. Ama kendi zincirimi bile kıramıyordum. Elimi yüzüme sürüp Allah'ım sen yardım et dedim. Başka kimim vardı ki bu gelip geçici dünyada. Kalbimin üzerine çöken ağırlık en derinlere kadar hissedilebilir bir ağırlıktı. 'Bir taş' dedim kendi kendime. Bir taş bir insanı nasıl değiştirebilirdi? Biz taşlara alışıktık. O sorun değildi. Sonuçta peygamberimiz (s.a.v) de taşlanmıştı. Kovulmuştu kendi yurdundan. Hacerül esved taşı mesela. Cennetten geldiğine inanılıyordu. Mekke'nin ileri gelenleri o taşı yerine koymak için birbirleriyle yarışmışlardı. En son içeri peygamber efendimiz girdiğinde hakem o olsun. O şüphesiz muhammedül emindir denilmişti. Mübarek elleriyle taşı alıp o yerine koymuştu. Demek istediğim şey bir kar tanesi bile ahenk içinde iken tesadüf diye bir şey var mıydı? Yoksa tevaffuk muydu her şey?