Bir yargı,
Bir yanılgı,
Her şey böyle başladı.
Şimdi düşün bakalım, bir yargıç kararında yanılırsa, ve bunun geri dönüşü olmazsa?
Olan masuma mı olur, yoksa yanılana mı?
Bu hikaye, adaletin olmadığı yerde, kendi mahkemenin başlamasıyla sona erdi.
Şimdi de, kuralları yeniden yazıyoruz.
Yeni hikayemizde,
Doğru bilenenleri unutturmaya,
Yalanların gerçeğini yazmaya,
Evreni değiştirmeye,
O tokmağı masaya değil de, vicdanına vurmaya hazır mısın sevgili olur?
Hazırsan, yargıların yanılgısı devrimiz hiç bitmemek üzere başlıyor!
Bu sefer bir şeyleri değiştirmeyeceğiz ama kesinlikle yok edeceğiz.
...
"Aklına pek güvenme yani Alaeddin, bir güzelin gülüşüne bakar yitirmen"
Diyen Orhan'a baktı Alaeddin...
Etrafı kasıp kavuran Moğol, gözünü bu defa da Türk'ün son sığınağı, bel kemiği olan iki güçlü türk beyliğine dikti.
Bizans Türk'ü Anadolu'dan atmak için son çırpınışları verir.
Bunca hengamenin içinde yeşerecek bir sevda ayakta kalabilecek mi?
Pusat bileğin, sevda yüreğin harcıdır. AlGon o harç ile sevdalarına yıkılmaz duvarlar kurabilecek mi?
Hadi o zaman başlayalım ve görelim🤎