"yalnızlık insanı üzmez, insanı adem oğlu üzer. şiirlerle yaşayan insanlar, hayatın yalan masallarını sevmez. bir son bahar kokusu tütüyor burnumda, meleklerin indirdiği yağmurlarla ıslanmış yerler. ne gariptir ki nemli toprağın kokusunu sever insan, gerçek şu ki aslında evinin kokusunu özler insan... gezdim boş sokaklarında bu şehirin, her bir mahalleri nefret kin kokuyor. hafiften bir rüzgar esse serin, alıp götürse bu günahların tozunu insanın üzerine yük oluyor." Ben Ebrar 18 yaşında son sınıf öğrencisi. Başkaları için sadece bir Ebrarım. Ama tanıyanlar için kitaplara şiirlere aşık soğuk nevale şu içi çürük dünyayı sevmeyen bir kızdım. Kışı severdim. Üşüsem hastalansam bile soğuk havaları severim. En çok sonbaharı severim yağmuru ıslak toprak kokusunu.. Sonbaharın kokusunu severim. İnsanlar Yaz düşkünüydü ve beni anlamıyorlardı. Zaten benim hiçbir şeyimi anlamıyorlardı. Beni bir Rabbim anlıyordu. Yani öyle düşünüyordum. Taki onunla karşılaşana kadar. "Ben imkansızlara aşığım" "Ben ise sadeliğe" "Bir yerde okumuştum " topraktan yaratıldık niye çiçek açmayalım ki?" diyordu. Biraz bakımla en kurak topraklar bile çiçek açar" "Olabilir.." "O zaman olsun..."