Story cover for SENDE KAYBOLDUM  by sufuke
SENDE KAYBOLDUM
  • WpView
    Reads 28
  • WpVote
    Votes 5
  • WpPart
    Parts 2
  • WpView
    Reads 28
  • WpVote
    Votes 5
  • WpPart
    Parts 2
Ongoing, First published Oct 09, 2024
Karış koltukta oturmuş beni izleyen adama bakmıyordum bakmak istiyordum ama bakmayacaktım. Gereksiz fazla mantıklıydı.
"Şimdi sen bana aradığın kişinin ne yüzünü ne adını, soyadını hiç bir haltını hatırlamadığını mı söylüyorsun."
Karşı atak için derin bir nefes aldım çokta acayip durmuyordu.
"Evet."
"Kızım sen kafayı yemişsin."
Tescilli dememek için kendimi tutum karkolla uğraşacak zamanım yoktu. Yüzünü iki elinin arasına almış parmaklarının arasından bana bakan adama güldüm.
"Senin yüzünden hapse gireceğim tüm kariyerim bitecek."
Sesinde gerçekten endişe vardı.
" Bak biliyorum çok mantıksız geliyor.."
"Öyle zaten, rüyanda hallendiğin adam mı aramak için ailenden kaçıyorsun ve bu adam gerçekte var mı ikimizde bilmiyoruz."
"Hallenmek eylemi ne bilmiyorum, ister yardım et ya da etme ben her şekilde onu bulacağım."
Yüzüme ne diyeceğini bilemez hale de bakıyordu. Bende bilmiyordum.
All Rights Reserved
Sign up to add SENDE KAYBOLDUM to your library and receive updates
or
#498hastalık
Content Guidelines
You may also like
AZE by kelebekleroldu1
20 parts Ongoing
"Tahsin amca kim bu herif?" diye sordum. Kara gözleri avına odaklanmış bir aslan gibi keskince benim ürkek yeşillerime odaklıydı. "Behzat Kıvançlı'nın büyük oğlu Halil İbrahim Kıvançlı." dedi sesinde bariz bir gerginlik vardı. Benim tanımadığım bu adam etrafımdaki herkesi fazlasıyla germiş durumdaydı. "Onlar Karadenizli değiller mi? Ne işi varmış bu topraklarda?" diye sordum. Gözlerimi zar zor kopardım kara gözlerinden. Göz göze geldik Tahsin amcayla, "Onun olanı almaya gelmiş babandan, öyle diyorlar..." Anlamaz bir şekilde kaşlarımı çattım, "Onun olan ne varmış burada acaba? Bizim topraklarımızda hükmü geçmez onun!" dedim çirkefçe. "Benim hükmümün geçmeyeceği bir toprak yoktur küçük hanım." Arkamdan duyduğum sesle irkildim, bu kalın ve sert ses Halil İbrahim denen adama ait olamazdı değil mi? Tahsin amcanın gözlerinden dehşet geçti, arkamdaki adamın önünde hemen ellerini birleştirip başını eğdi ne oldu bilmiyorum ama sessizce yanımızdan sadece birkaç adım ayrılıp bizi baş başa bıraktı ama hala köşede tetikteydi. Cesaretimi toplayarak döndüm ona. Yakın mesafeden gördüm kara gözlerini şimdi daha bir karanlık bakıyordu. "Topraklarınızda gözüm yok. Ben benim olanı almaya geldim." dedi karanlık çıkan ses tonuyla. Yutkundum, sesimin titrememesine özen göstererek, "Senin olan neymiş?" diye sordum. O an gözlerinin parladığına yemin edebilirdim. "Aze, Aze diye bir kadın. Bey kızı Aze derlermiş buralarda ona." Gözlerim istemsiz irileşti, buzlu suyun içine düşmüş gibi titredim. Aze kızdım ben. Yüreği yiğit, gözleri güleç Aze kızdım... Bey kızı Aze derlerdi bana. *** BU KİTAPTA GEÇEN OLAYLAR VE KİŞİLER TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA ALAKASI YOKTUR.
You may also like
Slide 1 of 10
AZE cover
ASYA cover
AŞK ÇİÇEĞİ  cover
Abilerim cover
Yan Dairedeki | texting cover
MEHİR(Gerçek Ailem) cover
Akım || tex +18  cover
Karadeniz'in Kızı (Gerçek Ailem) cover
Bin Acı Bir Merhem/ Texting  cover
BALIM (gerçek ailem)  cover

AZE

20 parts Ongoing

"Tahsin amca kim bu herif?" diye sordum. Kara gözleri avına odaklanmış bir aslan gibi keskince benim ürkek yeşillerime odaklıydı. "Behzat Kıvançlı'nın büyük oğlu Halil İbrahim Kıvançlı." dedi sesinde bariz bir gerginlik vardı. Benim tanımadığım bu adam etrafımdaki herkesi fazlasıyla germiş durumdaydı. "Onlar Karadenizli değiller mi? Ne işi varmış bu topraklarda?" diye sordum. Gözlerimi zar zor kopardım kara gözlerinden. Göz göze geldik Tahsin amcayla, "Onun olanı almaya gelmiş babandan, öyle diyorlar..." Anlamaz bir şekilde kaşlarımı çattım, "Onun olan ne varmış burada acaba? Bizim topraklarımızda hükmü geçmez onun!" dedim çirkefçe. "Benim hükmümün geçmeyeceği bir toprak yoktur küçük hanım." Arkamdan duyduğum sesle irkildim, bu kalın ve sert ses Halil İbrahim denen adama ait olamazdı değil mi? Tahsin amcanın gözlerinden dehşet geçti, arkamdaki adamın önünde hemen ellerini birleştirip başını eğdi ne oldu bilmiyorum ama sessizce yanımızdan sadece birkaç adım ayrılıp bizi baş başa bıraktı ama hala köşede tetikteydi. Cesaretimi toplayarak döndüm ona. Yakın mesafeden gördüm kara gözlerini şimdi daha bir karanlık bakıyordu. "Topraklarınızda gözüm yok. Ben benim olanı almaya geldim." dedi karanlık çıkan ses tonuyla. Yutkundum, sesimin titrememesine özen göstererek, "Senin olan neymiş?" diye sordum. O an gözlerinin parladığına yemin edebilirdim. "Aze, Aze diye bir kadın. Bey kızı Aze derlermiş buralarda ona." Gözlerim istemsiz irileşti, buzlu suyun içine düşmüş gibi titredim. Aze kızdım ben. Yüreği yiğit, gözleri güleç Aze kızdım... Bey kızı Aze derlerdi bana. *** BU KİTAPTA GEÇEN OLAYLAR VE KİŞİLER TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA ALAKASI YOKTUR.