Erkek çocuk gülümsedi. Mavi gözleri ve simsiyah saçlarıyla önümde oturdu. "Adın ne?" Dedim ona. Kaşlarını çattı. "Yok adım." Güldüm. "Nasıl yok? Annen baban koymadımı?" Dudaklarını büktü ve yerden bir avuç toprak alıp oynamaya başladı. O an onu toprak diye andım. "Senin adın varmı?" Dedi bana elindeki toprakla oynamaya devam ederken. Dudaklarımı büktüm. "Sareymiş benim adım. Ama bana Sare deme."
"Ne diyeyim Peki?"
"Sen ne istersen onu de. Ama Sare deme."
Biraz düşündü.
"Berfu olsun mu?" Dedi gülümseyerek. "Bir amcadan duymuştum. Kar tanesi demekmiş. Seninle ilk tanıştığım an yani şimdi Kar yağıyor, yüzüne Kar taneleri çarpıyor. Böyle güzel oldu işte..." Berfu, benim adım Berfu.
"Olsun!" Dedim heyecanla. Elindeki hala oynadığı toprağa baktım. "Senin adında Toprak olsun. Baksana, sürekli oynuyorsun ve seninle ilk tanıştığım anı hatırlatacak bana. İstermisin?" Gülümsedi ve ellerini birbirine çarptı. "Olsun Berfu, olsun."
Pencerenin kenarında tekerlekli sandalyede, ölmeyi bekleyen adama! Berdel olarak verilmiştim...
Urfa'nın dar sokakları üstüne, üstüne gelirken savaşmak hiç bu kadar zor olmamıştı...
Liya Dağdeviren
Hazar Harzemşah
@! Tüm haklar şahsıma aittir. Çalıntı veya kopyalama durumunda yasal işlem başlatılacaktır!.