"Psst, ağlıyor musun sen ?" Kafamı sese doğru çevirdim. O evleneceğim çocuktu. Göz yaşlarımı tek hamlede sildim.
"Hayır. Ağlamıyorum." sinirle ona baktım.
"Seninle istediğimden evlenmiyorum." dedi sinir bir şekilde. Bir tane kafasına patlatacaktım ohh olucaktı.
"Yaaa, bende yalvardım. Babacım,lütfen beni şu salakla evlendir diye." göz devirdi.
"Çok komiksin." duygusuzdu. "Bu arada annemler detayları konuşmak için seni çağırıyor." dedi üstümü silkeledim. İçeri girdim.
"2 yıl dayanacağız. Sonra bitecek." dedim. Ama tüm hayallerim yıkılmıştı. Sevdiğim adam bana evlenme teklifi edecekti. Bende 'EVET!' diye haykırıp boynuna atlayacaktım. Ben bunları düşünürken masaya varmıştık. Babamın yüzüne bakmayı dahi tenezzül etmiyordum.
"Hoş geldin Damlacığım, iyi misin ?" dedi buruk bir sesle.
"İyiyim, teşekkür ederim sorduğunuz için." gülümsemeye çalıştım.
- Bul beni kaybolmuşum... -
Belki onların sevgisi zorakiydi,ama aşkları gerçekti...
Yerde geriye doğru sürünürken üzerime adımlayan beş maskeli adama bakıyordum.Güldü bir tanesi,bu bariz bir 'sen şimdi elimize düştün' gülüşüydü.Daha ne yaptığımı bile bilmiyordum.
İçlerinden bir tanesi daha da öne çıktı ve yerde olduğum için bir dizini kırıp benimle aynı hizaya geldi."Seni ne yapacağız şimdi?"
"B-beni bırakabilirsiniz mesela" korkudan olsa gerek kekelemiştim.Oysaki ben kekelemezdim,hep cesurdum.Nerdeydi şimdi o önüne gelene kafa tutan ve bildiği birkaç tekvando hareketiyle adamları yere seren kız?
Elini uzatıp çenemi tuttu ve sıkarak buz mavisi gözlerine bakmamı sağladı.Korku tüm bedenimdeydi."Bizimle geliyorsun"
Kafamı onun temasından kurtarıp hızlı denebilecek şekilde iki yana salladım."H-hayır"
Arkada kalan dörtlü kollarını göğüslerinde çaprazlayıp bu aciz halimle eğleniyordu.Odalardan birinin kapısı açılınca içerden Bengü çıktı."S*ktir!"
Dibimde duran adam yerinden kalktı ve bir kere bile arkasına bakmadan küçük evimizin kapısından çıktı."İkisini de alın,gidiyoruz"