duplicity | h.s. (türkçe çeviri)
  • Reads 849
  • Votes 168
  • Parts 24
  • Reads 849
  • Votes 168
  • Parts 24
Ongoing, First published Oct 28, 2024
Mature
"Sigara içmek kötüdür, biliyorsun." Sakin bir ses uzak karanlık bir köşeden konuştu, görebildiğim tek şey uzun bir siluet ve bir sigaranın turuncu parıltısı.

"Bu benim en küçük sorunum,"  dudaklarımın arasından mırıldandım, sigarayı nazikçe içtiğimde durgun döküntülerin boğazımda gezindiğini hissediyordum.

Alaycı bir eğlenceyle kıkırdadı, ayak sesleri kulak zarlarımda her adımda daha da belirginleşti ve sonunda vücut sıcaklığının sırtımı yaktığını hissettim.

"Neden?" diye omzumun üzerinden fısıldadı, elleri önümdeki korkuluğa tutunmaya davet ediyordu, böylece onun dövmeli kollarının arasında tutsak oluyordum.

Yutkundum.

"Çünkü beni ilk öldürecek olan sen olacaksın."

// Aven Brooks, günümüzde Duplicity olarak bilinen dünyaca ünlü punk rock grubu için fotoğraf çekmek üzere işe alınır; bu deneyimin onu en hayalindeki üniversiteye sokmasını ummaktadır. Ancak, gözleriyle yanlışlıkla görmemesi gereken bir şeyi görür. Sadece küstah ses kontrolleri ve performanslardan ibaret olmayan Duplicity'nin aslında hiçbir şekilde bir grup olmadığını korkunç bir şekilde keşfeder.

Dehşete düşmüş ve korkmuş bir halde, kapana kısılmış durumdadır.



TÜM HAKLARI @ happydays1d'YE AİTTİR
All Rights Reserved
Sign up to add duplicity | h.s. (türkçe çeviri) to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
You may also like
Slide 1 of 9
Behind These Hazel Eyes cover
renegade  cover
you can really dance [mark lee] cover
heaven and back // larry cover
sunflower | zm  cover
pillow talk cover
Little Things  [Niall Horan] cover
Teacher's Pet | Hyunlix cover
Fault (l.s) cover

Behind These Hazel Eyes

32 parts Complete

“Ben Zayn,” dedi sonunda. Gözlerimi irice açarak bana uzattığı ele baktım. Ne yapmak istiyor olabilirdi? Boğazımı temizleyip, bir şekilde ona iyi görünmeye çalıştım. “Ben de, Effie.” Anlam veremediğim elini boşta bekletmek yerine uzanıp, kucağımda birleşmiş ellerimden tekini tuttu. “Seninle oynayabilir miyim?”