"Yaşam bir ölüm-öncesi deneyimiydi; bir ön-ölüm."
- Jeanette Winterson
Camın ardından akıp giden yol, üzerinde öylece birikmiş yükleri taşıyordu. Hemen önünde yürümeyi reddeden küçük çocuğa tokat atan bir kadın, eskimiş bedenine rağmen yaşamaktan memnun gibi görünen yaşlı bir adam, kaldırımın üzerinde yatmış bekleyen bir köpek ve kırmızı bir şemsiyeyle karşı kaldırıma koşan bir genç...
Yağmur damlaları eski yapım filmlerdeki sahneleri andırarak cama vuruyorken, bizim ne olduğumuzu düşündüm. Tam bu noktada, arabayı kullanan yorgun bir doktor, hemen yanında oturan hiç büyümemiş, gözlerindeki hüzünlü ifadeyi hiç kaybetmemiş genç bir adam, arka koltuğa umutsuzca, kucağımda küçük bir kız çocuğuyla gömülüp kalmış ben ve kendinde olmadığına tamamen emin olduğum madde bağımlısı yaşlı bir adam. Bir yarışmaya yetişebilmek için, külüstür karavanın içinde camlara çarpan kara sinekler gibi çırpınıp duruyoruz.
"Arabayı durdurun ." Elimi öne uzatıp ön koltuğu hızla sarsıyorum. "Kusmak üzereyim."
***
"Senin için tüm iyi dileklerimi harcarım . "
***
Kelebek Etkisi, deliliğin bizi ölümden nasıl kurtardığı hakkında.
[505]
UYARI: Bu hikayede kanser hastalığına değiniliyor. Lütfen erken tanının önemini ve tedavinin çok büyük oranda iyileştirici olduğunu unutmayın. Hastalık ve hastane sizi rahatsız edecek temalarsa lütfen okumayın.
Çok istediği bölümü kazanmak için çok çalışmış ve sınav sonucunun açıklanmasını büyük bir sabırsızlıkla bekleyen genç bir kız.
O çok beklediği sonucun açıklanacağı günün gecesi, sadece eğitim hayatını değil, tüm yaşamını etkileyecek olaydan bihaberdi.
⏳
"Ben seni tanımıyorum," dedim, soğukça.
"Tanıyacaksın," dedi, sakince. Konuşma tarzında beni rahatsız eden bir şey vardı. "Daha çok zamanımız var."