Boğaz'ın sularının yavaşça kıyıya vurduğu, rüzgarın hafifçe esip sararmış yaprakları savurduğu bir günde, **Kemal** ve **Leyla** birbirine sarılmış, güneşin altın ışıkları içinde son kez birbirlerine veda etmektedirler. İstanbul'un tarihi yarımadası, onların aşkına tanıklık ederken, dış dünyada savaşın gölgesi yavaşça her şeyi sardıkça sarar.
Kemal, 22 yaşında, savaşın yaklaştığı günlerde askere alınmıştır. Leyla ise 20 yaşında, zengin bir ailenin tek kızıdır; hayatında her şey mükemmel gibi görünse de, savaşın tehdidi, her şeyi belirsiz hale getirmiştir.
İkisi de aşklarını ve hayatlarını bir daha ne zaman yaşayacaklarını bilemezler.
**Açıklama:**
Bu bölümde, Leyla ve Kemal'in arasındaki sevda, savaşın soğuk rüzgarlarıyla sınanır. Leyla'nın içinde büyüyen korku ve umut, Kemal'in savaşın yıkıcı gerçekleriyle mücadele ettiği anlarla iç içe geçer. Mektuplar, onların birbirlerine olan bağlılıklarını ve savaşa rağmen umutlarını nasıl sürdürebileceklerini simgeler.
(Tamamlandı)
26 yıl önce karışan hayatlar.
Ailesinin göz bebeği Naz ve ailesini kabul etmeyen Almiranın hikayesi.
Arslanların prenses kızı Naz aslında Biolojik kızları değilse neler olur?
Peki güçlü savcı Naz Arslan bu gerçeği kabul edecek mi?
Almiranın yıllar önce öğrendiği gerçek ortaya çıkmışdır.
Peki şimdi iki genç kız ne yapacak?
Naz canından çok sevdiği abilerinden ayrıla bilecek mi?
Böyle bir şeyi bu iki aileye kim yapmış ola bilir ki?
Tesadüf mü yoksa intikam oyunu mu?