"Korkuyorum Baran... Çok korkuyorum. Seni ve diğerlerini kaybetmekten çok korkuyorum." dedim çaresiz çıkan sesimle. Baran tebessüm edip "Hayır Beste. Korkma. Beni asla kaybetmeyeceksin. Diğerlerini de.." dedi. Gözümden bir damla yaş düştü. "Hiç birşey bilmiyorsun Baran. O yüzden böyle konuşuyorsun. Herşeyi öğrendiğinde benden ölesiye nefret ediceksin. Bana aşkla bakan gözlerin nefretle bakıcak. B-ben seni kaybetmek h-hiç istemiyorum.." Baran işaret parmağını dudaklarımın üzerine koyup beni susturdu. Gözlerimin içine bakıyordu. Ve bu kalbimin yerinden fırlayacak gibi atmasını sağlıyordu. Şuan onu hiç kaybetmeyeceğimi söylüyordu. Ama kaybedicektim. Savaş kafasına koyduğunu yapardı. Ve benim canımı yakıcaktı. Sevdiklerimi benden alıcaktı. Büyük Oyun başlamıştı. Ve ben kaybetmekten çok korkuyordum...