Savaş'ın okşadığı erkekliğine dikkat kesildiğimde unuttuğum birşey aklıma geldi. Korunmak için herhangi birşey yapmamış olmasıydı. En azından bir prezervatif işini görürdü. Savaş biraz daha bacak arama yaklaştığında," prezervatifi unuttun," dedim, biran duraksadı sonra devam etti." O zımbırtıyı bu gece kullanmayacağım." dedi," seni hissetmek istiyorum."
"Hamile kalırsam peki," dediğimde," benim yerime sen korunacaksın." Dedi. Ve erkekliğini tüm benliğiyle içime doğru ittirdi. O an duyduğum acıyla dudağımı dişlemeye başladım. Ama, sonra fark ettiğim şey beni tedirgin etti. Çünkü savaş içimde değildi.
Sakin bir şekilde araladığım gözlerimi savaş'ın gözlerine dikmiştim. O an," sen." Dedi, kaşlarını çatarak," bakiresin." Ne yaptığıma anlam veremez bir hâlde birşey demem için sustu. Savaş'ın suskunluğu beni korkutuyordu.
| 7. Bölüm part 2 alıntı |
~~~~~~~~
"öylece öldürecek misin?" Dedi en sâdık
Adamı, Musa.
Savaş, elinde sıkı sıkıya tuttuğu silahı sevdiği kadına doğrultarak," öldürmeyip ne yapacağım? O bana ihanet etti" Dediğinde, gözleri Efnan'ın üzerindeydi.
İki adım geride duran, Musa," ben sadece pişman olma diye söyledim. Abi," Diyip, bir adım daha geriledi. Arkasını dönen Savaş, bir ağız dolusu küfür savurarak," Neden pişman olacağım," dedi." bana ihanet eden bir kadın için mi ?!" Diyerek, musa'ya bağırdı. İlk defa birini öldürecek olmaktan nefret ediyordu.
Bu ihanet, savaşı çıkmaz bir yola sokmuştu. Son kez arkasını dönüp, onu bu çıkmaza sokan kadına baktı.
Yaptığından pişman değildi.
Savaş'ı yaralayan da bu kadının kararlılığı değil miydi?
Ölüm ve yaşam arasında... Kalmış, genç ve deneyimsiz bir polis.
Deniymsizliğine rağmen onun polis olduğunu anlamayan bir mafya babası'nın hikayesi.
Yoldan çıkmış haytamın, ucu bucağı gelemeyen ihanetlerin ve en dibe batmışlığım...Benim için artık umut yok, dediğim zamanda gördüm onu,ARAF ta kalışımın bilmem kaçıncı yılıydı, gözleri ışık oldu yoluma, gülüşleri nefes oldu bana, ama tek bir sıkıntı vardı,O 'Sonsuz, başı sonu belli olmayan masmavi duru bir deniz..Ben ise, ARAF ta kalmış başı boş bir ruh.
Peki neydi bizi Sonsuz kılan..
Seni sevmek mi, yoksa seni sevmeme sebeb olan mı?
ARAF ta kalmış ruhuma yön veren o güzel yüreğin mi?
Neydi bizi birbirimize kördüğüm eyleyen...
Ruhuma can veren..
Yaşama umudumu yeşerten..