Kim hayatından kaçabilir ki? Herkes kaçmaya çalışıyor. Tecavüzcülerden, sert bakışlı adamlardan, gizemli adamlardan, orospu kızlardan. Masum insanları severiz her zaman. Onlar daha cana yakın gelir daha iyimser. İyilik abidesi diyoruz biz onlara. Sinsi bakışlar her zaman bizi ürpertmiştir. Onları düşmanımız olarak kuruyorduk aklımızda. Hayatımızda da insanlar ikiye ayrılmıyor muydu? Kötü insanlar ve iyi insanlar. Peki ya ben size o kötü insanların aslında melek görünümlü şeytan olduklarını söylesem? Kim bilir belki bu tür insanlar kaç kere evinize girip çıktıda farkına varmadınız? Havlayan köpekten değil sessiz masum köpeklerden korkun, çünkü havlayan köpek ısırmaz. İnsanlarda öyledir.
"Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım.
"Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum.
"Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?"
Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?"
"Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!"
"Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"