...Düşmanların dostlara, dostların ise düşmanlara dönüştüğü bir dünyada büyüleyici bir aşkın hikayesi... "Yalan söylüyorsun." "Öyle mi?" Bunu bir meydan okuması olarak görmesini istemiyordum ama yine de yüzümü çevirmedim. "Sana ait olmayan şeyleri istememelisin." dedim düşünmeden. Bedenim zincire dolanmış olmasaydı eminim daha ikna edici olabilirdim. Susuzluk boğazımı yakmıştı. Onu eğlendirmiş olmalıyım. Kısa ve içten bir kahkaha attı. "Ve bunu küçük bir hırsız söylüyor?" Bana doğru eğilip çenemi kendisine doğru kaldırdı. Bana bu kadar kolay dokunabilmesinin şaşkınlığıyla donakaldım. Parmak uçları soğuk yanaklarımdan boynuma doğru inerken doğrudan gözlerimin içine baktı. Tüm tüylerimi diken diken etmişti. "Hala anlamadın mı? Sen zaten bana aitsin." Kesinlikle şaka yapmıyordu.