Sâki(+18)

"Zorba(+18)" hikayesinden tanıdığımız Göksu'nun hayat hikayesini ele alan yeni bir hikaye.

"Sen bana ihanet mi ettin?"

Her yeri yara bere içinde başını hızla sağa sola salladı. "Etmedim!" Haykırmıştı resmen boş bir ormana.

"Sikeyim lan yalanını" iki arada bir derede gibiydi fakat karşısında duran kıza inanamıyordu bir türlü. "İhanet etmesen bu adamlar seni nereden bulsun?" Yaralı olan kolunu sarstı "ölünü çıkartırlardı lan burada." Göksu yaşadıklarının etkisindeydi hala ama farkındaydı her şeyin.

Adamlar ile yaptığı anlaşma çok başkaydı, herşeye rağmen ihanet etmemişti ama bunu anlamıyordu Agâh. "Etmedim! Sana ihanet etmedim." Sesi git gide kısılıyordu, yeterince hırpalanmıştı, gücü yoktu ama Agâh'ın ona inanmasını istiyordu. Bir ileri bir geri gitti, delirmiş gibi, Göksu'nun ona ihanet ettiğinden o kadar emindi ki, sarkan elinden tuttu Göksu "bana bak." Bakamadı, baktığında her sefer yenileceğini biliyordu. "Agâh bana bak!" Güç bela sesini yükseltebilmişti, kayıtsız kalamadı bu sefer, döndü yüzünü Göksu'ya doğru.

"Ben sana ihanet etmedim, etmem." Başını olumsuz anlamda salladı "yalan söylüyorsun." Sesi bu sefer sakindi fakat acı barındırıyordu içinde "sana olan zaafımı kullanıyorsun." Başını olumsuz anlamda sallayan kişi bu sefer Göksu olmuştu.

"Seven sevdiğine ihanet eder mi Agâh?" Bedeni kasıldı, aylardır tanıştığı ve zaafı olan kızdan bu itirafı beklemiyordu, fakat güvenemiyordu da "ben sana ihanet etmedim, edemem ya etmedim." Seslice yutkundu. Mavileri acı ile bakıyordu gözlerine, o güzel yüzünde ki bütün çillerin sayısını bildiği yüzü is, yara ve yorgunluk içindeydi, bedeninde çeşitli yaralar vardı, ve bunların hepsi Agâhın düşmanları yüzündendi.

"Seviyorum seni ben..." fazla dayanamadı başının dönmesine, aniden gelen boş bakışından anladı Agâh, zaten iyi değildi. Güçsüzlükle sola