Story cover for BİR ÇAĞ YANGINI by ceyzabel
BİR ÇAĞ YANGINI
  • WpView
    Reads 1,168
  • WpVote
    Votes 185
  • WpPart
    Parts 1
  • WpView
    Reads 1,168
  • WpVote
    Votes 185
  • WpPart
    Parts 1
Ongoing, First published Nov 12, 2024
"Vatan toprağında açan her bir çiçek, bu vatana aittir. Asi bile olsa..."




1910 senesinin sonbaharında, Balkanlarda farklı hayatlar sürmekte olan iki genci bir araya getiren şey, vatanın parçalanmak üzere oluşudur. Mahru Malika Behzatova, her şeyini kaybetmemek için bir risk alır ve bu, bütün yaşamını değiştirir. Öte yandan hikâyenin diğer yüzü olan Hekimoğlu Aziz'in de hayatı, o sonbaharda değişmiştir fakat ikisinin de haberi yoktur.

Evden ayrılanların, nereye ait olduğunu bilemeyenlerin, yurdunu kaybedenlerin ve cumhuriyetle beraber yeniden doğanların hikâyesi.
All Rights Reserved
Sign up to add BİR ÇAĞ YANGINI to your library and receive updates
or
#27balkan
Content Guidelines
You may also like
RUHA VURULAN NEŞTER by busraanurry
14 parts Ongoing
"Sen yaptın." Dedi sesine bulaşan hayal kırıklığıyla. "İhanet yok demedik mi? Affetmem, geri dönüşü olmaz dememe rağmen yaptın." "Yapmadım." Yaptım. Oturduğu yerden hışımla kalktı. "Yalan söylüyorsun!" "Hayır." Evet. İki adımıyla dibimde bittiğinde artık kaçacak yerim yoktu. Ben nasılsın böyle bir insan oldum? Her zaman bir kez daha fazla bakabilmek için canımı vereceğim zümrütlerine şimdi bakamıyordum. İhanetim sırtımda koca bir kambur oluştururken başımı kaldırıpta göz göze gelecek halim yoktu. "Gözlerime bak." Yapamadım. Benden yanıt alamayınca devam etti. "Veda'm," dediğinde kalbimin umutla dolmasına mani olamadım. Hâlâ onun Veda'sı kalabilmiş miydim? Bakışlarımı yüzüne çıkardım, gözlerine değil. Derin nefes aldı. Elini kaldırdığında çenemden hafifçe tuttup kendine çevirdi. Yapma işte bana öyle bakma! Daha ne kadar fazla suçlu hissedebilirim, görmüyor musun içimde beni tüketen yangının alevini? Belki de artık görmek istemiyorsundur. Duymak istemiyorsundur artık sesimi. "Neden gözlerinle dudakların aynı dili konuşmuyor?" Diye sordu. "Neden yapıyorsun bunu bize?" Gücümü topladım. Her an akmaya hazır halde bekleyen gözyaşlarımı zorlukla geri gönderdim. Şimdi sırası değildi. Böyle giderse her şey mahvolacak. Geriye çekildim. "Artık yapmıyorum." İçim acıyordu. Onun için duymak ne kadar zorsa benim içinde söylemek o kadar zordu. Bir adım geri gitti. O an anladım ki sadece bedeni değil kalbi de benden uzağa gidiyordu. "Tamam." Ellerini iki yana açtı. "Git." Ne zordu için kan ağlarken dışarıya belli etmemek ne zordu sevdiğin adamın gözlerine bakarak yalan söylemek. Ne zordu sevdiğin adamın 'git' demesini duymak. "Gidiyorum zaten," canım yana yana konuşmaya zorladım kendimi. "Dönmeyeceğim." Ama şunu bil sevgilim; giden sadece bedenim, kalbim de ruhum da ölene kadar seninle.
Ederlezi by profeysinil
47 parts Ongoing
"Sabaha kadar konuşmanın sabaha kadar sevişmekten daha tehlikeli olabileceğini kim tahmin ederdi ki? Her gece çiftliktekiler uyuduktan sonra Elif gizlice odama gelip yatağın diğer ucuna geçiyordu. Işıkları yakmayı hiç teklif etmemiştim, o da durumdan şikayetçi değildi. Binbir gece masallarındaki gibi karanlıkta başlayıp aydınlıkta son bulan gece buluşmalarıydı bunlar, ve nedense gizli kalmasını istemiştik. Oysa ortada gizlemeyi gerektirecek bir şey yoktu, onca gece yanımdaydı fakat elim onun eline bile değmemişti. Biz sadece konuşuyorduk... Sadece konuşuyorduk ve sanırım tüm sorun buydu. Belki konuşmak yerine sevişseydik bu kadar kök salmazdık birbirimize. Ben bile anlatacak bu kadar çok şey biriktirdiğimden habersizdim. Konu konuyu, kapı kapıyı açıyor ve konuştukça söylenecek daha fazla söz açığa çıkıyordu aramızda. Bazen attığımız kahkahalar duyulmasın diye ellerimizi ağzımıza kapatmak zorunda kalıyorduk. Bazense Elif mutfağa inip gizlice yiyecek bir şeyler getiriyordu ikimize. Biri duyar diye ekmeği bile sessizce böldüğüm, çocukluğumdan bile daha çocuk olduğum, hayatımda ilk kez bir kadının yüzünde kaybolduğum gecelerdi. Bir erkeğin neden binbir gece boyunca masal dinlemek isteyebileceğini ilk kez o gecelerde anladım. Ve tarihteki onca adamı eline kalem almaya iten, tüm bunları bana yazdıran şeyi ilk kez o gecelerde buldum. Bazen bir kahkahanın ortasında, bazen birbirine çarpan iki bakışta, bazense saçını kulağının arkasına sıkıştırmasını izlerken ansızın beliriveren o sızıyı... İçimdeki edebiyatı uyandıran bir ağrıydı bu. İnkâr edip kaçsam da, durup kapılsam da gözlerine bakarken hissettiğim gerçek hiç değişmiyordu. Elif bir Balkan ağıdı gibi göğsümde büyüyordu."
You may also like
Slide 1 of 10
VANİA  KRALLIĞI cover
RUHA VURULAN NEŞTER cover
Ederlezi cover
Kalbe Zarar cover
BERDEL cover
Aşkın Tüm Çağları cover
güne batanlar cover
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ cover
Oyunbozan cover
KURŞUNİ RENKLER (4) cover

VANİA KRALLIĞI

45 parts Complete

Arkeolojik çalışma yaptığı sırada geçmişe giden bir kadın tarihi değiştirebilir miydi? [Tamamen hayal ürünüdür.] #Tarihi 1