Ona baktığını anlamış gibi kıvrıldı adamın dudakları. Gamzeleri yanaklarında özgürlüğünü ilan etti. Gibisi fazlaydı ona baktığını anlamıştı adam. Ama bir türlü kaçıramıyordu kadın gözlerini. Sanki başka bir yere baksa günah yazılacaktı. Sanki o gözlerden başka her yer yasaktı, haramdı kadına. Neydi bu adam da onu bu kadar çeken. Bu soruyu bile soramıyordu kadın kendine. Kadın da ona bakıyordu. Gözleri kilitlenmişti birbirlerine tamamlanmış gibi. Kaçırmak istedi adam gözlerini ama yapamadı bir türlü. Takılmıştı gözleri bir kere kadının kakao ışıltılarına. Başka yöne baksa her yer kararacaktı sanki. Dünya da ki tek renk bu gözlermiş gibi baktı kadının gözlerine. Ne bu şekil de baktığını fark etti adam ne de dudağın da oluşan tebessümü. O an için adama adını sorsalar kakao diye yanıtlardı. Tabi bunu fark etmezdi ya olsun. Tek farkındalığı o gözlerdeki ışıltı olsun da varsın adam neyi fark ettiğini bile fark etmesin… ****************************************************** Geçmişin gölgesini üzerinde taşıyan bir adam. Tıpkı üzerindeki gölge gibi adı bile geçmişi yansıtıyordu Ezel'in... Kendisinin dahi bilmediği kuytu köşelerde masum geçmişini unutan bir kadın. Adı gibi hırçın adı gibi durgun, geçmişiyle çağlayan geleceğiyle nefessiz kalan Su! Ezel ve Su. Birbirleri için yine birbirlerine karşı mücadele eden iki kalp. Onları hem destekleyen hem de karşı çıkan dostlar. Sıcacık ve parçalanmış aileler, yürekler. Saklanan veya unutulan sırlar. Çok önceden verilmiş bir kayıp ve gecikmiş bir yas...All Rights Reserved