Günden güne kayboluyordu kız. Kendi acısında yanıp kavruluyordu. Kim isterdi ki böyle yaşamayı? Babasız, annesiz... Yoktu onun hayatında kimsesi. Eğer nefes almak yaşamaksa, evet yaşıyordu o da. Eğer bu yaşamak sayılıyorsa. Bu kadar mutlu gezenlere rağmen Alara'nın bu kadar mutsuz olması adil değildi. Herkes hayat sınavından geçiyordu fakat bu kadarı fazlaydı. Onun babasına vedası hiçbir zaman veda olarak sayılmamıştı. Bu sefer şansını aşkta deneyecekti kız. Nasılsa ilkler önemliydi. Ya çok büyük bir aşk bırakacaktı arkasında ya da çok büyük bir aşk... Yalnızlık konusunda master yapmış biri olaraktan sizi de biri durdursa ve benimle çık dese ne yapardınız? Mantıklı ya da mantıksız aklıma ilk gelen şeyi yaptı. Pişman mıydı? Asla.... Hayatı konusunda koridorun sonunda kilitli kalmışken, sihirli anahtarı bulup açan biri miydi yoksa siyah anahtarı bulup bir kilit daha atan mı ? Arkasından gelecek olan cinayetler ve olaylar ise hikayeyi acaba nasıl şekillendirecek? DÜZENLENİYOR