"Meyus-u Aşk, ihanetin derin yaralarını ve intikamın soğuk yüzünü anlatıyor. Bir kardeşlik, güvenin en kutsal bağı iken, bir ihanetle nasıl paramparça olur? Peki, sevdiğini zanneden bir kalp, en mutlu gününde intikamın acı gerçeğiyle nasıl yüzleşir? Bu hikâye, aşkın saflığı ile intikamın karanlığının iç içe geçtiği bir yolculuk... Her sayfada kalbinizi derin bir yara ile baş başa bırakacak, ama aynı zamanda, o yaraların bir daha nasıl iyileşmeyeceğini de size gösterecek. Aşk sandığınız bir masalın, aslında bir intikam hikayesine nasıl dönüştüğünü görmek, kalbinizde unutulmaz bir iz bırakacak. Çünkü bazı yaralar asla kapanmaz, bazı aşklar asla unutulmaz ama aynı zamanda, o yaraların nasıl iyileşeceğini, küllerinden nasıl yeniden doğacağını da gösterecek. Çünkü bazı aşklar, en derin yaralardan bile güç bulur ve yeniden hayat bulur."
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...