Bir kadının, ülkesi ile kızının arasında yaptığı zor bir seçim, tüm hayatını ve geleceğini değiştirir. Kaderin acımasız bir oyunu, onu bir çıkmaza sokar; vatanına olan bağlılık ve annelik duygusu arasında sıkışan kadın, sonunda bir karar vermek zorunda kalır. Fakat bu karar, ölümcül bir bedel gerektirir. Ülkesini seçerken, kızını kaybetme pahasına bir adım atar. Bir kurşunla sonlanan bu dram, yalnızca bir kadının değil, tüm bir halkın kaderini etkileyecek karanlık bir yolculuğun başlangıcıdır. Seçimlerin bedelini ödeyen bu kadın, geride sadece acıyı değil, unutulmaz bir iz bırakacaktır.
Yitirilen her şey, bir iz bırakıyordu; ama izler, sonsuza kadar kaybolmazdı.
❝Burası Karadeniz, burada hiçbir aşk mücadelesiz olmaz.❞
"Karadeniz'e eskiden Konuk Sevmez Deniz derlermiş," dedi. Sesindeki buz dağı yüreğimi titretti.
Bunu daha önce hiç duymamıştım. Demek hırçın dalgaların sahibi olan Karadeniz'e Konuk Sevmez Deniz diyorlardı. İlk kez duyduğum için olsa gerek garibime gitmişti. Ben de buraya gelen bir konuktum.
"Peki ya, öyle mi?" diye sorduğumda bakışlarımı usulca ona kaldırdım. "Burası gerçekten konuk sevmez mi?"
"Sevmez," dedi Kuzey net bir dille. "Alır, götürür, öldürür seni. Sen de elbet gideceksin buralardan, ait olduğun yere döneceksin. Buralar hiç konuk sevmez."
Bir düşman kapıyı çalar.
Elinde ölümle bekler.
İmkânsız bir aşk başlar.