"Edebiyat, yalnızca kelimelerin değil, duyguların da saklandığı bir limandı."
Barlas, genç yaşına rağmen öğrencilerine edebiyatın büyüsünü anlatmayı kendine görev edinmiş idealist bir öğretmendi. Ancak sınıfındaki sessiz ve gizemli Lara, onun bu limanını altüst edecek kadar derin bir fırtınaydı. Aralarındaki sekiz yaş farkı ve toplumsal kurallar onları her seferinde durmaya zorlasa da, bir kelimenin, bir bakışın bile saklayamayacağı kadar büyük bir his içlerinde büyüyordu.
Şiirlerin, romanların ve gizli duyguların eşlik ettiği bu hikâyede Barlas ve Lara, yasaklarla dolu bir yolda kalplerinin sesini dinlemeye cesaret edebilecek miydi? Belki de bazen en güçlü duygular, en büyük sessizliklerde saklanıyordu...
Kitap Kapağı: Damla_yazar
"Ama bilmelisin; Sarraf tüm değerli taşları satar, bir tek Yakut'u kendine saklar."
-
Birbirimizi severek gururumuzu yitirdik, ihtiraslarımızın esiri olduğumuz yerde aklımızı ve korkup uzaklaştığımızda bağımızı yitirdik.
Geri döndük, kazanacağımızı sandığımız her an kaybederek inancımızı yitirdik.
Birbirimizi yitirdik.
Kendimizi bitirdik.
Ve geriye, birkaç hatıradan başka hiçbir şey kalmadı; ama onları da anımsayamıyoruz.
Çünkü çok sevip de yine yenilmekten korkuyoruz.
Fakat onsuz bir savaşın galibi olmak fazlasıyla vahim,
bu yüzden onu sevmek-
Unutmamam gerekli; birbirimizi severek gururumuzu yitirdik, ihtiraslarımızın esiri olduğumuz yerde aklımızı...