Rüzgarın uğultusuyla titreşen bir şehir köşesinde, kader iki zıt ruhu bir araya getirdi. Biri, sevginin hep uzaktan yankılandığı, eksik kalan sarılışlarla büyümüş, sessiz yaraların taşıyıcısı; diğeri, sevginin dokusuyla örülmüş, hayatın her zerresinde şefkatin izini taşıyan biriydi.
Bu buluşma, tesadüfün bir cilvesi miydi, yoksa evrenin ustaca ördüğü bir düğüm mü? İlk bakışta, biri karanlığın içinden fısıldıyor, diğeri ışıkla yankılanıyordu. Ama kelimeler aktıkça bir şey açığa çıktı: Biri sevmeyi öğrenmek için susmuştu, diğeri paylaşmak için taşıyordu.
Bu an, onları iyileştirecek miydi, yoksa daha derin uçurumlara mı sürükleyecekti? Gözlerinin derinliklerinde, geçmişin çığlıkları ve geleceğin gölgeleri dans ediyordu. İki dünya bir anlığına durdu, nefes aldı... ve her şey değişmeye başladı.