İnsan, ruhundan açılan yaradan da ölür demiş Balzac Cesar Biratteau Bölüm 2'de. Dediği gibi, ruhuma açılan yaralar beni uzun zamandır zaten öldürüyordu. Aldığım her darbe, her gün bir kat daha artan bu yaralar, içimi kemiriyordu adeta. Artık bir boşluktan ibarettim ve çırpınmak faydasızdı. Bu işi fiziksel olarak da bitirmeliydim. Zaten hep boş bakan gözlerim artık hiç bakmasa ne değişirdi?
Ruhumun karanlığının aksine bembeyaz döşenmiş odamdan içeri girdim. Boydan aynamın karşısına geçip aynadaki görüntüme baktım. Mavi gözlerimdeki parıltı yaşadığım onca acıya rağmen gözümden hiçbir zaman gitmemişti. Belki de beni bırakmayan tek şey oydu. Sarı saçlarımın ucundaki kırıklar, sanki yaşadığım acıların somutlaştırılmış haliydi. Zayıf yüzüm ve bedenim, yorulmuş gözüküyordu. Üzerimdeki beyaz elbise, aynı odam gibi, ruhumla kendini çelişkide bırakıyordu. Beni benle çelişkide bırakan bir şey de, ismimin Nefes olmasıydı. Her saniye boğulan bir kızın, bu ismi taşıması bence çok saçmaydı.
Ağlarken istemsiz bir şekilde çıkan hıçkırığımı kesen şey, boğazıma sapladığım bıçak olmuştu. Acımasız hayatın sonsuz boşluğuna kendimi teslim etmeme belki bir kaç saniye vardı. Bu saniyeler boyunca ızdırapla geçirdiğim 17 yılı düşündüm. Ve bir kez daha, son kez, söyledim; ne kadar kötü bir hayatım var!
Hissettiğim herhangi bir acı yoktu. Sadece uyuşukluk hissi vardı. Bedenim ve ruhum uyuşmuş gibiydi. Sadece göz kapaklarım ağırlaşmaya başladığında vaktin geldiğini anladım ve göz kapaklarıma karşı çıkarak son kez aynadaki görüntüme bakmak istedim. Artık ayaklarım tutmazken diz kapaklarımın üstüne yere düştüm ve tam olarak yere yığılmamak için ellerime yerden destek aldım. Bu sırada gözlerimi yavaşça belirli noktalarına kan fışkırmış olan aynama çevirdim. Sanki her şey bir filmin ağır çekim s
Sırf kuzeni için Mardin'in Acımasız ağasına kurban edilen Larin...
Annesi için berdeli kabul eden Baran ağa...
Kuma yoktur!
Bol bol +18 sahneleri olacaktır!
Bunları dikkate alarak okursanız çok
sevinirim canlarım:)
Kıskançlık bol bol vardır!