KAPAK KIZI
  • Reads 1,009
  • Votes 218
  • Parts 7
  • Reads 1,009
  • Votes 218
  • Parts 7
Ongoing, First published Nov 26, 2024
Mature
2 new parts
Ünlü oyuncu ve manken Lidya Tanyeli, herkesin hayalini kurduğu muhteşem bir hayata sahiptir. Eski Türkiye güzeli bir anneden gelen güzel genler ve yapımcı bir babadan miras kalan medya bağlantıları. Televizyon dünyasının güzeller güzeli prensesi. Bir insan daha ne ister? Güzel, zeki ve ünlü oyuncunun hayatında yolunda gitmeyen nedir? Bir gece yarısı gizemli sapığının tehlikeli boyuta gelmesi elbette.

Hava Harp Okulu'ndan mezun, eski asker Ayaz Karatay ise Lidya'nın hayatına tam da bu anda, onun özel koruması olarak girer. Kendine sert duvarlar ören Ayaz, Lidya'nın yoğun ve yalan hayatına konuk olduğunda işlerin hiç de beklediği gibi gitmeyeceğini, içinde bulunduğu şeyin kendini adadığı bir görevden ibaret olmayacağını henüz bilmemektedir. Kısacası, Lidya'nın onu kendine çeken bir ateş parçası olduğunu.

Birbirine taban tabana zıt bu iki kişiyi bir araya getirense sadece gizemli bir sapık değil, Lidya ve Ayaz arasındaki karşı konulamaz çekim olacaktır.
All Rights Reserved
Sign up to add KAPAK KIZI to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
EMPUSA MÜHÜR | VUSLAT -18 by roselzem
61 parts Complete Mature
Sessizliği dinliyordum. Seneler evvel sırdaşımken şimdi en azılı düşmanımdı. Belki huzur kollarında gizliydi fakat benim için değildi, delirdiğimi göremiyor muydu? Ben karanlığın soğuk kollarına aşık olan o kadındım. Sessizlik beni çıldırtırdı. Ben kan ve izdivaça tutsak olan o çaresiz kadındım. Sessizlik beni paklayabilir miydi? İplerini ellerimde tuttuğum bir geçmiş vardı fakat geçmemişti. Acı oradaydı, gözlerimle gördüğüm, sesini kulaklarımla işittiğim o adamdaydı. Uzandım. Dokunamayacağımı bildiğim hâlde parmaklarımı yüzüne uzattım ve "Karan," diye mırıldandım tenine bir milim kala. Dudaklarım dahi bedenimin her bir zerresi titrerken, "Beni hatırlıyor musun?" diye sordum fısıltıyla. Nefesimden nükseden acı, yüzünü yalayan hafif bir esintiydi onun için. Bakışlarımda gördüğü o karanlık, aslında onun ruhuydu fakat bilmiyordu. Bilemezdi, zira hayat en büyük kozunu bizim üzerimize oynamıştı. Yaklaştı. Her anını gözümü kırpmadan izlerken çenesini avucuma yaslayarak, "Kimsin sen?" diye sordu. Titreyen parmaklarımı yüzüne sardım, tenine sarıldım ve içim içimden çıkarken, bir damla gözyaşıyla kutladım bu acımasızlığını. Tanrı, onu özenle boyamıştı. Biliyordum, onda en değerli renkler saklıydı. Kimsenin adını dahi bilmediği, çıplak gözle göremediği tüm o renkler onda gizliydi. Göz kapaklarım titreyerek kapandı ve kirpiklerim birbirine karıştı. Zemherilerimi yeniden aralarken burnumdan sus çizgime uzanan bir sıcaklık hissettim fakat silmedim. Zira hissettiğim bu acı fiziksel anlamda beni bitirmeyecek olsaydı, ruhum diz kapaklarının üzerinde çürürdü. Başımın döndüğünü hissederken göğsüne yığıldım ve alnım sinesine hapsolmuşken, "Yalvarırım," diye mırıldandım acı içerisinde kahrolurken, "Al içimdeki bu acıyı benden, kurtar beni senden."
DAMAR YOLUNDAN AŞK  by su_kalkavan
13 parts Ongoing
"Sen de benim kadar gerçekleri görüyorsun. Beraber olamayız, benim gibi biliyorsun. Bir başka dünyanın insanısın.." Salonda gözlerimiz kesişti. Onca insan arasında birbirimize kederle bakıştık. Etrafımızda olan insanlara aldırış etmeden, gözlerimiz konuştu. İkimizde bunun farkındaydık. Salonda yankılanan Sezen Aksu'nun şarkısı dudaklarıma geçti. Ben ona, onun bakışları ise dudaklarıma kaydı.. Benim dudaklarımın arasından "haklısın, biraz geç karşılaştık. Oysa hiç konuşmadan anlaştık" bu kelimeler döküldü. Sonra ben sustum, o konuştu.. "Bazı şeyler var ki söylenmiyor, biz seninle sözleri susarak aştık" dudaklarından dökülen bu bestelerden sonra, sandalyesini arkaya yitip, ayağa kalktı. Ben daha ne olduğunu anlamadan yanıma varmıştı.. Bana bir şey demeden elini uzattı. Kendimi sorgulamadan, etraftaki bakışlara bakmadan, gözlerimi gözlerine kenetledim ve elini tutup ayağa kalktım. Yan yana yürürken salonda oturan çiftlerin bazıları ayağa kalktılar ve bizim yapacağımız gibi dans etmeye başladılar. Tam ortada durmak yerine, insanların arasına karıştık. Kollarımı onun boynuna astım, o da ellerini belime.. Yavaş hareketler ile yalpalanıyorduk. İkimizde an dan sıyrılmıştık. Şarkıda "Düşler ve gerçekler ayrı ayrı yaşar" diye bahsetiyordu. Bizde biliyorduk. Aziz ve Aylinin hikayesi yarım kalaçağını, hikayemizi mutlu biteremeyeceğimize ama inanmak istemiyorduk bu acı gerçeğe.. "Sende benim kadar gerçekleri görüyorsun beraber olamayız, benim gibi biliyorsun.." Hayat bazen öyle insafsızdır ki, seni sevdiğinle ile sınandırır. Ne kadar bağlı olsanız bazen ayrı yollardan gitmeniz gerekiyor. Peki bunun tam tersini yapsak, birbirimize tutunsak. Bu hangi felaketin doğuşu olur..? Aylin ve Azizin hikayesi yarım kalmamalı oysa. Tarih: 3.12.2023
You may also like
Slide 1 of 10
EMPUSA MÜHÜR | VUSLAT -18 cover
Muhal cover
KADERİN ÇİZDİĞİ YOL  cover
Kavin Badem: Dilemma cover
Acıya tutkun bedenler  cover
Mafya  cover
ADELİNA cover
 its not romantic comedies | taekook cover
DAMAR YOLUNDAN AŞK  cover
Âşık-ı Mehcur cover

EMPUSA MÜHÜR | VUSLAT -18

61 parts Complete Mature

Sessizliği dinliyordum. Seneler evvel sırdaşımken şimdi en azılı düşmanımdı. Belki huzur kollarında gizliydi fakat benim için değildi, delirdiğimi göremiyor muydu? Ben karanlığın soğuk kollarına aşık olan o kadındım. Sessizlik beni çıldırtırdı. Ben kan ve izdivaça tutsak olan o çaresiz kadındım. Sessizlik beni paklayabilir miydi? İplerini ellerimde tuttuğum bir geçmiş vardı fakat geçmemişti. Acı oradaydı, gözlerimle gördüğüm, sesini kulaklarımla işittiğim o adamdaydı. Uzandım. Dokunamayacağımı bildiğim hâlde parmaklarımı yüzüne uzattım ve "Karan," diye mırıldandım tenine bir milim kala. Dudaklarım dahi bedenimin her bir zerresi titrerken, "Beni hatırlıyor musun?" diye sordum fısıltıyla. Nefesimden nükseden acı, yüzünü yalayan hafif bir esintiydi onun için. Bakışlarımda gördüğü o karanlık, aslında onun ruhuydu fakat bilmiyordu. Bilemezdi, zira hayat en büyük kozunu bizim üzerimize oynamıştı. Yaklaştı. Her anını gözümü kırpmadan izlerken çenesini avucuma yaslayarak, "Kimsin sen?" diye sordu. Titreyen parmaklarımı yüzüne sardım, tenine sarıldım ve içim içimden çıkarken, bir damla gözyaşıyla kutladım bu acımasızlığını. Tanrı, onu özenle boyamıştı. Biliyordum, onda en değerli renkler saklıydı. Kimsenin adını dahi bilmediği, çıplak gözle göremediği tüm o renkler onda gizliydi. Göz kapaklarım titreyerek kapandı ve kirpiklerim birbirine karıştı. Zemherilerimi yeniden aralarken burnumdan sus çizgime uzanan bir sıcaklık hissettim fakat silmedim. Zira hissettiğim bu acı fiziksel anlamda beni bitirmeyecek olsaydı, ruhum diz kapaklarının üzerinde çürürdü. Başımın döndüğünü hissederken göğsüne yığıldım ve alnım sinesine hapsolmuşken, "Yalvarırım," diye mırıldandım acı içerisinde kahrolurken, "Al içimdeki bu acıyı benden, kurtar beni senden."