Gün Dönümü ✅ [TAMAMLANDI]
  • Reads 1,795
  • Votes 288
  • Parts 43
  • Reads 1,795
  • Votes 288
  • Parts 43
Complete, First published Nov 27, 2024
Gün Dönümü. Devranın dönüşü, radikal bir değişim ve yeni bir başlangıç...
Nişanlısı tarafından ihanete uğramış kırılgan Berra ile kaybettiği sevgilisinin hayaletine bile ölesiye sadık Serdem, Karadeniz'in bir sahil köyünde karşı karşıya geldiğinde kader ikisini de hayal edemeyecekleri bir hikayeye sürükledi.
"Ve eğer kaderse, bizi bir araya getirene kadar durmayacak... "
Peki kader gerçekten de ikisini bir araya getirmeye yetebilecek kadar güçlü mü? Berra yaşadığı travmayı atlatmaya çalışırken Serdem'e güvenmeyi öğrenebilecek, Serdem'se bir hayaletle verdiği mücadeleden galip gelip kalbini tümüyle Berra'ya açabilecek mi?
"Bu ne aşk ne de ızdırap. Bu yalnızca bizim şahsına münhasır hikayemiz..."
21 Haziran'da kader,  21 Aralık'ta ise iradeleri hayatlarını geri dönülemez bir yola sürükledi. Gün dönümü, birçok duyguyu aynı anda hissettiren; hem iç ısıtan hem de yürek burkan sevimli ve dramatik bir aşk hikayesi...

Devam Kitabı:
https://www.wattpad.com/story/387032221-kış-güneşi
All Rights Reserved
Sign up to add Gün Dönümü ✅ [TAMAMLANDI] to your library and receive updates
or
#988yeniden
Content Guidelines
You may also like
SİYAHIN YANSIMASI by evrem_65
73 parts Ongoing
Manevi ailesini kaybeden ve bundan dolayı manevi kardeşiyle arası açılan Berra Derin duyduğu hakaretlere, gördüğü dışlanmaya daha fazla dayanamayıp soluğu İstanbul'da alır. Kendine yeni bir yol çizmeye karar verirken hesapta olmadığı bir şey olur. Kaan Erdinç ile yolları kesişir. Kaan Erdinç'in geçmişi açığa çıkmasıyla beraber Berra kendini siyah beyaz dünyasında bulur. Bu dünyadan kendini uzaklaştırmak isterken Kaan'ın eli Berra'nın hep üstünde olur. ALINTI "Gideceksin dedim!" Dudağının arasından tısladı. Sinirli hali beni korkutuyordu. Fakat gitmemi istiyordu. Burasının benim için tehlikeli olduğunu söylüyordu. Beni mi düşünüyordu? Sanırım bu son soruyu bin defada tekrarlasam usanmayacaktım. Çünkü söz konusu bendim. "Benim hakkımda hiç bir şeye karar veremezsin anladın mı?" Yüzüne avazım çıktığı kadar bağırdım. İki ellerimle omzuna bastırdım. "Hiç bir yere gitmiyorum, bunu o taş kafana sok!" Kaan'ı omzundan iterek odadan koşar adımlarla çıktım. Arkamdan "Berra!" Diye kükredi. Asansörün kapısı açılınca '0' düğmesine bastım. Kapının hızlı kapanması için düğmeyi zorladım. Kapı yavaş yavaş kapanırken gözlerimi kapattım. Rahat bir nefes verip gözlerimi açtım. Asansör kapısının arasında el görünce çığlık attım. Tek eliyle asansörü durdurdu! "Sen manyaksın!" Yüz ifadesi beni çok ürkütüyordu. Üstüme doğru gelince kendimi kapana sıkışmış gibi hissettim. Hızlı bir hareketle herhangi bir asansör düğmesine bastı. Asansör ani bir çekimle durdu. Işıkların sönmesiyle gözlerimi kapattım. "Kes şunu!" Soğuk ve güçlü elini çenemde hissettim. Çenemi sıktığında acıyla inledim. Refleks olarak iki elimle, çenemi sıktığı elini tuttum. İtmeye çalışıyordum fakat gücüne karşı gelemiyordum. Ne yaptığını idrak etmeye çalışırken nefesini tenimde hissettim.
AH SENDE (TAMAMLANDI) by asosyalimbenn
110 parts Complete
Kor olmuş elem dağı bir semer misali sarmıştı bedenlerini... Kalp ağrıtıcı feryatlar dilleri zorluyor, bir türlü dökülmeyen vaveylalar boğaz yakıyordu. Suskunluk en sarsıcı tepkiydi. Ağzı bıçak açmıyor, kederli gözler asla kurumuyordu. Derdi veren Rab dermanını da veriyordu ya işte... Dinlemiyordu gönül. Defterin kara sayfası, ardındaki aydınlığı gölgeliyor, o an içinde boğulacakları kör kuyuları andırıyordu. Fakat her karanlığın bir sabahı vardı. Ve her sabah bambaşka bir yapraktı... Yirmi dört yaşında, yüz yaşında insanın hayatına sığdıramayacağı şeyler yaşamış Ahsen -Karahan- Miroğlu, feleğin en sert sillesini sol yanından yemişti. Yürek burkan hikâyesinin en can alıcı yeri silahından çıkan kurşundu. Gerçeğin aksine, kurşunu sol yanından yiyen Yavuz Arslan Miroğlu'nun çiçek açmamış toprakları buz tutmuş bahtına ve Çiyeşan soyuna inat tekrar tekrar yeşerecekti. Kuru topraklar sevdiğinin ellerinde can bulacak, yıllardır karanlığa gömülmüş mazi kendini aklayıp, pirüpak karşılarına dikilecekti. Bunca yıldır onlarca canı katleden kara yazgı gerçeğe kavuşacak ve hikaye baştan yazılacaktı. Yürek kırgındı, vicdan mahcup. Ruh perişandı, beden bitap. Diller lâl, gözler şair... Kaderin kanlı pençesinde kıvranıyordu iki can... Kirli geçmişin gölgesinde çırpınan iki kan... Ve ortak bir düşman... Belki de tek düşman. Yanlış bilinen doğrunun acı gerçeği... Hüda'nın keskin kılıcı ve aşk denilen bataklığın iki kölesi... Yürekli bir kadın, akıllı bir adamın hikâyesi... *** Kapak tasarımı @ayatutulansizofren 'e aittir. ~~Tüm hakları saklıdır, herhangi bir çalınma, izinsiz kopyalanma durumunda tarafımdan yasal işlem başlatılacaktır. ~~
NEFES (Sarıgül) by azizveys
14 parts Ongoing
" GEL BURAYAA! SANA GEL BURAYAA DEDİM!!" koşuyordum nereye nasıl ne şekilde gittiğimi bilmeden koşuyordum. Arkamdaki adım sesleri yaklaşıyordu. Zihnimi ele geçiren yakalanma dalgası tüm işlevlerimi eline almış sadece Dahada koşmam için adeta beni kamçılıyordu. Tek zihnimde yanan ışık beni benden alıyor doğruyu yanlışı ayırt edememe neden oluyordu. Dahada hızlandım. Kaçmam gerekiyordu beni yakalarsa cehennemim olan o kör kuyu beni aşağılara çeker, boğar, yutar diye çok korkuyordum. Son sürat koşarken birden karşıma çıkan yol ayrımı beni bir an affallatsa da durmadan ilk sokağa girdim. Arkamdaki adım sesleri kesilmişti sanki. Belkide atlatmıştım onları. Ama duramazdım. Hız kesmeden koştum bu ıssız sokak çıkmazına gelinceye kadar. Soluk soluğa durdum. Ortada hiç kimse yoktu. Bulunduğum bu sokak daha da korkuturken beni , birden kolumdan çekilmem ile yine çıkmazım olan kahverengi gözlere bakakaldım. Nefes nefese sol kolundan süzülen kanlar içinde gözündeki korku ve öfkenin bir birine karışmasıyla oluşan o koyu kahveler birazda kırgınlık içeriyordu çünkü bugün ona ilk kez zarar vermiştim. İleride canım olacağına ihtimal bile veremeyeceğim bu adama, gözümü kırpmadan ,bulduğum ilk fırsatta zarar vermiş elinden kaçmıştım. Ama alıştığımdan daha öte olan kırgınlıkla harmanlanmış o gözleri ilk kez bu kadar canımı yakmıştı.
You may also like
Slide 1 of 10
Lafügüzaf  cover
SİYAHIN YANSIMASI cover
ÇATI KUŞU - Bordo Bereli  cover
İncirler Çiçek Açtığında (Tamamlandı) cover
Aşk çıkmazı mahallesi  cover
AH SENDE (TAMAMLANDI) cover
NEFES (Sarıgül) cover
Bir Mercan Hikayesi cover
Hanımdan Ağa(Tamamlandı)         cover
KARAMELA (Ateş'in Evi) cover

Lafügüzaf

21 parts Ongoing

Aşk suçtu. Senin olmayan birisi için beslediğin duygular bir cellat gibi dikilirdi karşına. Sonra kollarına iki asker girerdi, o askerler başını bir kütüğün üstüne bastırırken boynuna inecek baltayı büyük bir sabırla beklerdi insan beklerdi ki, cellat alacak onun kellesini. Ama o balta inmeden önce, dururdu zaman. Sabır kanatırdı insanın her bir zerresini, bir işkenceden farksız akardı saniyeler, bir sudan sessiz, bir dalgadan daha hırçın. Aşk cellattı, ve o balta aşkın ellerinden inerdi insanın boynuna. Sevda cehennemdi, seni sevemeyen birinin aşkı ateşdi. Kendi kalbini yakan, kendi kanını akıtan bir kılıçtı. İnsan nasıl saplardı kendi sırtına bıçağı? İnsan ancak aşık olsa ihanet ederdi kendisine. Aşk ihanetdi, aşk en büyük oyun ve insanın kendine yaptığı ihanetdi. O Yavuz Payidar'dı, kendine en büyük ihaneti yapmış sırtına bir bıçak saplamış, boynunu bir cellatın önüne uzatmıştı. O Payidar'dı, sevdalanmıştı. Ve sevda, onun ihanetiydi.