Kayıp Fısıltılar Diyarı
  • LECTURAS 7
  • Votos 6
  • Partes 4
  • LECTURAS 7
  • Votos 6
  • Partes 4
Continúa, Has publicado nov 28, 2024
Lys, içsel dünyasında kaybolmuş, yalnızlığına alışmış bir genç kızdır. Kitaplar onun sığınağıdır; dış dünyadan uzak, kendi düşüncelerine dalarak yaşamaktadır. Fakat son zamanlarda her gece gördüğü bir sembol, her an hissettiği bir çağrı ona, bildiği dünyadan çok daha fazlasının olduğunu fısıldar.

Bir gün, kütüphanedeki masasında sıradışı bir kitap bulur. Kitabın kapağında kendi adı ve rüyalarında sıkça gördüğü o sembol vardır. İçindeki boş sayfalar, ona bir şeyler anlatmak ister gibidir. Bu kitap, Lys'i düşündüğünden çok daha uzaklara, hiç beklemediği bir yolculuğa sürükleyecektir.

Bir ağacın sırrı ve gölün yansıması, Lys'in kim olduğunu ve nereye ait olduğunu anlamasını sağlayacak mı? Gizemli bir dünya, onu kendi geçmişine doğru çağırırken, Lys'in karanlıkla ışık arasındaki sınırda yapacağı seçim, her şeyin kaderini değiştirecek.
Todos los derechos reservados
Regístrate para añadir Kayıp Fısıltılar Diyarı a tu biblioteca y recibir actualizaciones
O
#24elfler
Pautas de Contenido
Quizás también te guste
KIZIL GECE  de DuruMavii
85 Partes Concluida
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.
Celladımla Son Dans de BlackSunny1
21 Partes Continúa
Meşe gayet sıradan bir hayata sahipti. Ta ki kendini entrikalarla dolu okuduğu bir romanda bulana dek... Tabi ki hikayenin asıl kahramanı, güzeller güzeli Ashley olmamıştı. Bu fazla iyimser olurdu sanırım. O elbette romanın kötü ve imparatora aşırı derecede takıntılı karakteri leydi Efran'dan başkası değildi. Ah, tahmin edersiniz ki kendisi ölüme mahkumdu. Tabi ki ölümü aşık olduğu imparatorun elinden olacaktı. O celladına aşık olmuştu. Ama her şeyi kaybetmiş değildi. Elinde okuduğu roman sayesinde paha biçilmez bilgilerle bu dünyaya düşen Meşe, celladıyla düşman olmak yerine iyi biri rolüne bürünmeye karar vermişti bile ama asla tahmin edemeyeceği duygular kapısını çaldığında bu kararlı duruşu nereye varacaktı, orası tartışılırdı. O halde webtoon tadındaki bu hikayeye hoşgeldin! "Söylesene. Bu yeni taktiğin mi?"diye sordu karşıya bakarken. Kaşlarımı çatarak baktım. "Neden bahsediyorsunuz majesteleri." Vücudunu bana döndürdü ve "Böyle umursamaz olman ve güçlü durmaya çalışman. Beni etkilemek için yeni bir taktiğin mi?"diye bitirdi cümlesini. Ona şaşkınlıkla baktım. Bu adam su egosundan ne zaman vazgeçecekti? "Size defalarca söyle-..."diye uzun bir nutuk çekmeye başlayacaktım ki belime konan elle konuşamadım. Prens belime koyduğu eliyle beni yavaşça kendine yaklaştırdı. Kendisi de iyice bana sokulurken yüzüme doğru fısıldadı. "Eğer öyleyse..." Sustu. Bir süre gözlerimin içine baktı ve devam etti. "Eğer öyleyse kesinlikle işe yarıyor." Söylediği kelimelerle kalbim yine aynı şeyi yaptı. Hiç olmaması gereken biri için hızla çarpmaya başladı.
Quizás también te guste
Slide 1 of 10
KIZIL GECE  cover
YIRTICI GÖZLER cover
~SİS~TAEKOOK cover
HASEL cover
Kaçış cover
Zamansızların Ardından  cover
HAYALDİ *Gerçek Oldu* cover
Celladımla Son Dans cover
FIRTINA ZAMANI  cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover

KIZIL GECE

85 Partes Concluida

Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.