Labirent Ve Ben Mi?
  • Reads 801
  • Votes 327
  • Parts 6
  • Reads 801
  • Votes 327
  • Parts 6
Ongoing, First published Nov 29, 2024
1 new part
Gözlerimi asansörde açtığımda, uzun süre nerede olduğumu anlayamamıştım. Zihnim bulanık, bedenim yorgundu. Zaman geçtikçe olanları yavaş yavaş kavrıyordum, ama kabullenmek düşündüğümden çok daha zordu. Benim burada ne işim vardı? Buraya nasıl gelmiştim?

 Bunu bana yapanın belası olacak ona hayatı dar edecektim. 

***


Bir gün sıradan bir hayat yaşayan bir genç kız, gözlerini açtığında kendini bir asansörde bulur. Ancak bu sıradan bir asansör değildir; bu, The Maze Runner evrenine açılan bir kapıdır! Kitabın ve filmin her detayını bilen kahramanımız, başlangıçta neler olduğunu anlayamaz. Ama labirentteki tanıdık yüzler ve olaylar onun şüphelerini doğrular: Artık The Maze Runner dünyasındadır!

Ama işin zor kısmı daha yeni başlıyordur. Kendi dünyasında öğrendiği her şeyi saklamak zorundadır, çünkü sırları ifşa etmek herkesin güvenini kaybetmesine neden olabilir. Bir yandan labirentteki çocuklarla arkadaş olmaya çalışırken, diğer yandan mizahi ve zekice hamlelerle onlara yardım eder ve gizlice planlarını şekillendirir. Amacı mı? Labirentten hep birlikte kurtulmak!

Bu sürükleyici ve eğlenceli hikâye, hem The Maze Runner hayranları için bir aşk mektubu hem de kendi kurallarıyla oynayan taptaze bir macera. Yazar mizahi anlatımı ve heyecan dolu olay örgüsüyle, okurları her sayfasında şaşırtmayı ve güldürmeyi umuyor.

Labirentin içinde her şey karmaşık olabilir, ama eğlence kesinlikle garanti!


________________________

 


📌 BAŞLANGIÇ: 29.11.2024
All Rights Reserved
Sign up to add Labirent Ve Ben Mi? to your library and receive updates
or
#11isyan
Content Guidelines
You may also like
GERÇEĞİN GÖLGESİNDE by rosecan5
8 parts Ongoing
Nefes alıyorduk ve veriyorduk. Bu süreç devam ettikçe hepimiz yaşıyorduk. Yaşadıkça çoğalan anılarımız, her birimize farklı seçenekler sunuyordu ama hiçbirinin sonunu öngöremiyorduk. Her bir seçenek, bize birer nokta oluyordu. Birer dönüm noktası. Bizler yaşıyorduk ve her saniyede başka bir yöne savrulmakla tehdit ediliyorduk. Tutunduğumuz ağacın dallarına ne kadar sıkı sıkıya bağlanmaya çalışsak ve kalan süremizi uzatsak da hepimiz biliyorduk. Sonunda tüm yapraklar, teker teker dökülürdü. Yalanlar gibi. Tüm doğru bildiklerim teker teker döküldü yerlere. Hepsi yavaşça çıktı ortaya ama başından beri karşımda olanları göremediğimi fark ettim. Göremedim çünkü görmeyi istemedim. Bizler kör kalmayı bilerek seçerdik. Saklanırdık ama bulunurduk. Kaçardık ama yakalanırdık. Bizler oynardık ama her oyunun bir sonu olacağını unuturduk. O sırada bir seçenek daha sunuldu hayat tarafından. Açın, dedi bize. Gözlerinizi açın artık. Arkasına sığındığınız yalanları tutmayı bırakın ve düşmelerine izin verin. Size gerçekleri sunuyorum, dedi. Ama hepimiz gerçeklerin gölgesinde kalmayı seçtik ve hepimiz gerçekleri gün sonunda kaybetmeye mahkum bırakıldık. Biz insanlar hiçbir zaman gerçeği görmeyi seçmedik. Çünkü gerçeklerin canımızı yakacağını hepimiz biliyorduk. Hayat bizi gerçeğin gölgesine koydu ve biz hiç gerçeği aramadık. Ama bilmediğimiz bir şey vardı; gerçek sandığımız her şey bir gün yalan olurdu. Dünün gerçekleri, bugünün yalanları olarak kalırdı. Ve biz hep gerçeği olduğunu bildiğimiz yalanlara inananlar olduk.
You may also like
Slide 1 of 10
GERÇEĞİN GÖLGESİNDE cover
why don't u, tk' cover
Kitap Yazmak cover
meyhaneler sen, barış alper yılmaz. cover
KAYBOLAN YILLAR  cover
Soru İşareti||Tamamlandı cover
Zıt Kutup, Barış Alper Yılmaz cover
try me cover
Diabolik Lovers Bölüm Sonu Sözleri cover
Bebek peri | Vampir ve peri cover

GERÇEĞİN GÖLGESİNDE

8 parts Ongoing

Nefes alıyorduk ve veriyorduk. Bu süreç devam ettikçe hepimiz yaşıyorduk. Yaşadıkça çoğalan anılarımız, her birimize farklı seçenekler sunuyordu ama hiçbirinin sonunu öngöremiyorduk. Her bir seçenek, bize birer nokta oluyordu. Birer dönüm noktası. Bizler yaşıyorduk ve her saniyede başka bir yöne savrulmakla tehdit ediliyorduk. Tutunduğumuz ağacın dallarına ne kadar sıkı sıkıya bağlanmaya çalışsak ve kalan süremizi uzatsak da hepimiz biliyorduk. Sonunda tüm yapraklar, teker teker dökülürdü. Yalanlar gibi. Tüm doğru bildiklerim teker teker döküldü yerlere. Hepsi yavaşça çıktı ortaya ama başından beri karşımda olanları göremediğimi fark ettim. Göremedim çünkü görmeyi istemedim. Bizler kör kalmayı bilerek seçerdik. Saklanırdık ama bulunurduk. Kaçardık ama yakalanırdık. Bizler oynardık ama her oyunun bir sonu olacağını unuturduk. O sırada bir seçenek daha sunuldu hayat tarafından. Açın, dedi bize. Gözlerinizi açın artık. Arkasına sığındığınız yalanları tutmayı bırakın ve düşmelerine izin verin. Size gerçekleri sunuyorum, dedi. Ama hepimiz gerçeklerin gölgesinde kalmayı seçtik ve hepimiz gerçekleri gün sonunda kaybetmeye mahkum bırakıldık. Biz insanlar hiçbir zaman gerçeği görmeyi seçmedik. Çünkü gerçeklerin canımızı yakacağını hepimiz biliyorduk. Hayat bizi gerçeğin gölgesine koydu ve biz hiç gerçeği aramadık. Ama bilmediğimiz bir şey vardı; gerçek sandığımız her şey bir gün yalan olurdu. Dünün gerçekleri, bugünün yalanları olarak kalırdı. Ve biz hep gerçeği olduğunu bildiğimiz yalanlara inananlar olduk.