Ailesinin yoğun baskısı altında ezilerek büyüyen Mara Aleska'nın tek bir dayanağı vardı. Canından çok sevdiği ablası...
Her şey ise o gün başladı. Ablasını sonsuza dek kaybettiği gün. Üstelik boynuna sarılı bir urganla...
Ablasının ölümünden sonra kendini güvenilmez ellerde, ölümün avuçları arasında bulan Mara'nın tek bir çıkış yolu vardı. Ablasının huzura ermesi için yapması gereken tek şey, intikamdı.
Ama intikamın bir bedeli vardı. Ve o bedel, onu Hell's Gate'in kapılarına sürükleyecekti.
Burası kimsenin geri dönmediği bir yerdi. Kurallar belliydi; ya uyarsın ya da ölürsün. Kanın, gücün ve ihanetin iç içe geçtiği bir dünya...
Mara, ayaklarının altındaki taş zeminin soğukluğunu hissetti. Nemli hava ciğerlerine dolarken, uzaklardan gelen zincir sesleri ürperti gibi tenine dokundu. Ağır metal kapılar aralandığında, içeride bekleyen karanlığı gördü. Zifiri...
Kaçış yoktu.
Hell's Gate'e adımını attığında, eski hayatı geride kalmıştı. Artık tek bir yolu vardı:
Kazanan olmak ya da kaybedenler gibi unutulmak.
✿----✦----✿
İsminin unutulanlar arasına karışmasını istemeyenlere...
✿----✦----✿
23.02.2025