".. ne yapıyorsun?" Bu kadar abartabileceğini düşünmeden şımarıyordum. Theo'nun arkadaşının doğum günüydü ve katıldığımız partide de aynı şeyi yaptım. Canım sıkılmıştı ve Theo'nun kendini frenlemeye çalışan gözlerini görmek hoşuma gidiyordu. Aniden arabayı sağa çekeceğini düşünmeden elini tutuyordum ve hızla koltuğunu geriye itti. Ne yapıyor diye düşünmeme bile zaman olmadan öylesine bir şeyi kaldırıyormuş gibi belimden tutup kendine çektiği bedenim bedenine değitoyordu. "İstediğin bu sanıyordum." Ne olup bittiğini anlamadan onun kucağında buldum kendimi. İstiyor olabilirim ama bu şartlarda değil. Gözlerinde korkutucu bir arzu vardı. Belki de bu kadar ileri gitmemeliydim. "..şakaların her zamanki gibi çok komik Theo." Ellerimi omuzlarından çekip yerime geçmek için hareketlendim. Ama üstünde hareket eden vücudumu kendine daha çok bastırıp cevap bile vermeden dudaklarımı öpmeye başladı. Nezaketten yoksun kalmışçasına öptüğü dudaklarımı acıtıyor, ağzımdan ufak iniltiler çıkmasına sebep oluyordu. Madem kaçış yoktu ben de ellerimi ensesine yerleştirdim ve karşılık vermeye başladım. Elleri elbisemin altında dolaşırken parmakları tenimi yakıyordu. Arkadan çalan müzik devam ederken dudaklarını umarsızca boynumda dolanmaya başladı. Durmalıydık... Ama dinlemezdi. "Theo.. Sevişmek için pek doğru bir yerde değiliz.." Arsız kelimeler ağzımdan dökülürken tenime değdirdiği dişlerinin yanında hissettiğim dudakları boynumdan ayrıldı. Gözlerine bakamadım. Utanmıştım nedense. "Kur yapmak için de pek doğru bir yerde değildik. Yer zaman fark ediyor muydu sana?" Elleri de onaylarcasına üzerimdeki elbisenin bir kısmını sıyırarak tenimi açıkta bıraktı. "Kur yapmıyordum.." "Doğru, direkt sevişelim diyordun." Bir şey daha dememe izin vermeden dudaklarımız yeniden buluştu. Kendim kaşınmıştım..All Rights Reserved