SON ÇIĞLIKLAR
  • Reads 80
  • Votes 8
  • Parts 5
  • Reads 80
  • Votes 8
  • Parts 5
Ongoing, First published Dec 01, 2024
1 new part
Ailem bana bugün sürpriz doğum günü partisi düzenlemişlerdi. Babam elinde mumları yakılmış pastayla bana kocaman gülümseyerek şarkı söylüyordu. 

"Doğum günün kutlu olsun! Doğum günün kutlu olsun!"

Annem de bu görüntüleri video kaydına alıyordu. Gözleri dolmuştu. Artık kızı kocaman olmuştu. 
Bir süre sonra annem de şarkıya eşlik etti. İkisinin de kafasında doğum günü şapkası vardı ve kesinlikle tatlı görünüyorlardı.

Seri adımlarla babama taraf gidiyordum. Babam kocaman gülümseyerek bakıyordu bana. 

"Hadi, Laura. Dilek tut, kızım,"

Dileğimi tutup mumları üfledim.

Annem gözünü silerek konuşmaya başladı. 

"Doğum günün kutlu olsun, birtanem." 

Anneme dolu gözlerimle gülümsedim. Duygusal ortamı bitirmek adına babam boşta kalan koluyla bana sarıldı. Kafamın üzerinden öperek yanağını kafama yasladı. 

"İyi ki benim kızımsın. İyi ki benim canımsın. Seninle gurur duyuyoruz."

...

Gözlerimi rakı bardağından çekip rakıyı tek seferde kafama diktim. Sonra da yine kaçıncı bardak olduğunu sayamadığım rakıyı bardağa doldurdum.
 
Etrafıma baktığımda meyhanenin taş duvarları, birkaç ayyaş ve kendini kaybetmiş insanlar.

Kim bilir dertleri neydi bu insanların?

Kim bile bilir benim içimdeki savaşları?

Bazen soruyorum kendime: Kaç paraydı sevilmek?
Kaç paraydı aile?
Kaç paraydı mutluluk?

Ben herşeyi satın alabilecek biriyken bir bunları satın alamaz olmuştum. Bir bunlara sahip olamamıştım. Sevilmeyi, sevmeyi unutmuştum. 

Ben çoktan içimdeki umutla bakan çocuğu, Laura'yı öldürmüştüm. Yerine Alev Karasoy inşa etmiştim. 
Canileşmiş, nefretle dolmuştum.

Ben artık dünkü çocuk Laura Smith değildim.
Ben alevlerden doğulmuş Alev'tim. Ben Alev Karasoy'dum.


! Hikayede geçen isimler, yerler kurgusaldır. Kitapta rahatsız edici ve  cinsel sahneler, argo kelimeler olabilir. Rahatsız olanların okumamasını tavsiye ederim.
All Rights Reserved
Sign up to add SON ÇIĞLIKLAR to your library and receive updates
or
#89ozlem
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
39 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
BEYAZ LEKE cover
GECENİN İZİ cover
gay seks hikayeleri 1 cover
Son Alfa cover
İMDADIM cover
Tom Marvolo Riddle X 𝑨𝒊𝒐𝒍𝒐𝒔 cover
Apeiron'un Kayıp Prensesi cover
Dokunulmazlar ve Yenilmezler cover
Ay Işığında Bilinmeyen  cover
Yok olan geçmiş!   cover

BEYAZ LEKE

39 parts Ongoing

Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.