KORKUNUN ESARETİ

20 Haziran gecesi.. Melek Mihra Yalçınkaya içinde kalan son heyecan kırıntılarıyla doğum gününü sevmeye çalışırken, bir daha hiç doğum gününü sevmeyeceğini hatta tümüyle nefret edeceğini aklının ucundan dahi geçirmiyordu. Ama öyle ya akla gelmeyen başa gelirdi..

Doğum günü kızı o gün bir seri katilin kurbanı seçildiğini öğrenecekti ve hayat artık ona zehir olacaktı. Seri katil belki Melek Mihra'nın hayatını mahvedecekti ama aynı zamanda ona en büyük aşkını da verecekti. Melek Mihra henüz bundan habersizdi ama sıcak bir Aralık gecesi öğrenecekti.

Seri katil ise seçtiği yeni kurban ile mutluydu çünkü o bir seri katildi ve kurbanına yaşatacağı korkudan çoktan zevk almaya başlamıştı ama onun da aklına gelmeyen başına gelecekti..

Dedektif Yiğit Aslan Soytürk, seri katilin peşindeydi seri katil ise Doktor Melek Mihra'nın. Onları buluşturan da buydu. Bir seri katilin insana yararı olabilir miydi? Kimseye olmazdı ama Yiğit Aslan ve Melek Mihra'ya olacaktı.

•☆•

"Bazı şeyler nedensiz yapılır, hiçbir amaç gütmeden, hiçbir karşılık beklemeden...Ve benim bugün seninle konuşmak istemem de tamamen bundan. Sadece o kadar içli ağladın ki ister istemez merak ettim ve kesinlikle emin olabilirsin ki eğer
benimle konuşursan, anlatırsan seni dinlerim istemezsen başka soru da sormam. Konuşmanın sonunda ise biz yine iki yabancı oluruz. Sanki hiç konuşmamış, hiç tanışmamış gibi.."dedi.

Bu konuşmanın sonunda yine iki yabancı oluruz demişti ama nereden bilecekti ki bu geceden sonra bir daha hiç iki yabancı olmayacağımızı.. Bende bilmiyordum şayet bilseydim oradan topuklayarak kaçardım.