Issız
  • Reads 149
  • Votes 20
  • Parts 6
  • Reads 149
  • Votes 20
  • Parts 6
Ongoing, First published Dec 06
1 new part
Küçük yaşında arabayla girdiği mahallede bir çocuğun ölümüne sebep olan bir kız ve yıllardır intikam almak için kızın cezaevinden çıkmasını bekleyen bir adamın hikayesi...


***


Yorgun adımlarla Ankara'nın ışıklı caddelerine girdiğimde gözlerimi kısarak bakmak zorunda kaldım. Gözlerim karanlığa alıştığı için ışıklara bakmak gözlerimi ağrıtıyordu. Yanımdan geçen birkaç insan omzuma çarptığında kendime gelerek kalmak için pansiyon aramaya başladım.

Yoksa bu soğukta üstümde bir hırkayla yaşamam pek kolay olmazdı. Gerçi yaşamak istemiyordum ancak ölmek benim için kurtuluş olurdu. Diğer tarafta babamın ve öldürdüğüm o çocuğun yüzüne nasıl bakacağımı bilmiyordum. Bir gün gideceğimi biliyordum ama o güne kadar burda kalıp cezamı çekmem gerekiyordu.

Girdiğim fazla işlek olmayan ara sokaklarda nereye gideceğimi bilmiyordum. Nerdeyse heryeri unutmuştum. İlerlediğim ara sokakta arada bana kayan bakışları hissetsem de kendi kuruntum olduğuna kendimi inandırmak istiyordum.

Hızlı adımlarla ordan uzaklaşmak istediğimde çıkmaz bir sokağa girdiğimi fark etmedim. İçime dolan huzursuzlukla geri dönmek istediğimde ellerinde içki şişeleri ile karşımda duran adamlarla bir adım geri atmak zorunda kaldım.

İçimden ettiğim sayısız dualarla bu dünyada ki cezamın bu olmaması için Allah'a yalvardım. Benim gibi kötü bir insan için bile çok ağır olurdu bu.

Yüzündeki sırıtmalarını gizlemeden baştan aşağı beni inceleyerek güldüler.

"Görüyor musun?" diyerek zar zor ayakta olan adam başıyla beni gösterdi. Diğerinin de ondan bir farkı yoktu ancak o diğerine göre daha ayıktı.

"Neyi?" diyerek anlamazca bir bana bir yanında ki adama baktı.

"Huriyi" diyerek içki şişesi tuttuğu eliyle beni gösterdi." Cennetten düşmüş"

"Hee" diyerek büyük bir aydınlanma yaşayan adam baştan aşağı tekrar baktı bana." Cennetten düşmüş"
All Rights Reserved
Sign up to add Issız to your library and receive updates
or
#118intikam
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
33 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
SAKA VE SANRI by Maral_Atmc6
55 parts Ongoing
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
SAKA VE SANRI cover
Kocamın Patronu (Tamamlandı) cover
BUZ DAĞI (Gay) cover
Türk'ün Kızı (Gerçek Ailem) cover
Fındık Tarlası cover
Lavin cover
SARRAF cover
Muhteşem 3 Şair Ve Sözleri cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover

GECENİN İZİ

33 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....