Yüz yıl önce başlamış olsa da hayatları, tıpkı bugünkü gibi yaşadılar acıları, sevinçleri, aşkları. Acılarla yoğrulmuş bir hayatları, ihanetle savaşları, hayata tutunmak için kaçışları, sımsıkı tutundukları bir aşkları, tarihi baştan yazacak umutları vardı onların.
Bu hikaye tamamen gerçek yaşanmış bir ömürden kurgulanmıştır. Geçtiğimiz yüzyılın başlarında, Kurtuluş Savaşında Bursa'nın küçük bir sahil kasabasında, tarihin gördüğü en onurlu mücadelelerden birini veren, destanlar yazdıran halktan birer örnektir kahramanlarımız.
Toz pembe masallarda değil toza toprağa bulanmış saf gerçeklikte yaşadı Hatice ile Osman. Ne Hatice kör edici güzelliğiyle peri padişahının kızı Billur Sultan'dı, ne de Osman kaf dağının ardında yaşayan yakışıklı prens. Onlar olsa olsa ölümlerle sınanmış, yoklukla harmanlanmış, vatanı yağmalanmış buğu gözlü hüzün perisiyle, cismi gibi ruhu da güzel adam.
Hadi yaslan şimdi arkana. Sözlerimi okurken çek şimdi içine derince soluğunu. Duydun mu naftalinin o kesif kokusunu?
Biraz daha yaşasaydı Hazreti Fatih
Ne Venedik kalacaktı, ne Floransa...
Ya sonra ?
Fatih hayranı genç bir tarih öğrencisi kendini 2. Mehmet'in devrinde bulur. Sahip olduğu bilgileri kullanarak bu durumu bir avantaja çevirmeye kararlıdır.
*
(Tarihe bağlı kalmaya çalışarak kurgu yapıyorum. Bu yüzden her bölüm için internette bazı araştırmalar yapmam gerekiyor. Yine de merak etmeyin haftada bir bölüm atmak için elimden gelen her şeyi yapıyorum. Sadece kurgu tarihi kişileri de barındırdığı için yanlış olduğunu düşündüğünüz şeyler var ise belirtmeniz ve oylamanız beni çok mutlu eder. : )