"Bazı yollar, güneşe giden en karanlık yollardır..."
Güneş, çocukluğunu babasını beklemekle geçirdi.
Babasının postalı kapı eşiğine ne zaman döner, kim bilir?
İrem, çocuk yaşta bir şehit kızı olarak büyüdü; gözlerinin içindeki eksikliği kimse dolduramadı.
Batuhan, babasının mirasını sırtına giydi; bir yemin, bir hayal ve içinden hiç kopmayan bir sızıyla.
Onlar aynı acının farklı yanlarını taşıyan üç kişiydi.
Bir masa etrafında oturdular...
Ve o gün, her şey değişti.
Askerî disiplinin içinde kaybolan duygular,
bir gecede büyüyen aşklar,
hiç geçmeyen yaslar ve yarım kalmış cümleler...
"Güneş", bekleyişin, bağlılığın ve kalpten hiç eksilmeyen insanların hikayesi.
İçinde hüzün de var, umut da.
Ve bazı vedalar, aslında en büyük kavuşmaların başlangıcıdır...
Sete geç kaldığını haber vermek isteyen başarılı bir oyuncu, yanlış numarayı tuşlar ve hikaye o zaman başlar.
Bu yanlış numara, büyük bir aşkın kıvılcımını ateşler. Daha önce duygularını kullanmayan, acımasız, Rusya'nın en büyük adamı aynı zamanda Mardin'in en büyük aşiretinin oğlu olan adam, bu kıvılcımda tutuşmaya hazırdır.
Mardin'de çekilen dizisi ile ün alan oyuncunun, Mardin'li adam ile aşk yaşadığı yerde Mardin olur.