•ANLAŞMALI EVLİLİK •ABİMİN ARKADAŞI •SMUT •ROMANTİK •YAŞ FARKI (7) •ÇOCUKLUK AŞKI
MAİT'in infazcı ajanı Zehir, Ailesi trajik bir şekilde katledildiğinde henüz yedi yaşındaydı. Travmatik geçmişiyle birlikte, tadını almak için sabırsızlandığı intikamı en sadık dostlarıydı artık. Ettiği bozulmaz yeminle Zehir olarak yeniden doğmuş, sırlarıyla yüreğine bir kale inşa etmişti. Kan dökmez, ardında hiç iz bırakmadağı zehirleriyle imzasını atardı. Onu gerçek adıyla, Damian King olarak tanıyan insanlar, bir gün zehrinin hedefi olmamak için yalnızca dualara ve onun merhametine sığınabilirdi.
Etrafına dev bir kale inşa ettiği kalbinin kapıları ise bir zamanlar yalnızca tek bir isim için açılmıştı. En yakın arkadaşının kız kardeşiydi o... Yasaktı. Fakat yıllar sonra Küçük Gölge'si hayatına tekrar girdiğinde, hiçbir şey planladığı gibi gitmeyecekti. Kapılarına dayanan anlaşmalı bir evlilik küle dönmüş ateşi harlamak için yeterli bir kıvılcımdı. Üstelik kâğıda atılan imzalar, Zehir için yalnızca bir anlaşma olmaktan çok, bozulması imkânsız bir başka yemindi.
April (Nisan) Jones. Neşeli bir ruhun, çarpıcı bir güzellikle harmanlandığı kıvrak zekâsıyla kusursuz bir genç kadındı. Bir gördüğünü asla unutmayan fotografik hafızası, onun hem laneti hem de lütfuydu. MAİT başkanının kızı olmak ona ayrıcalıklı bir hayatın kapılarını açmış olsa da tüm yaşamı boyunca hissettiği eksik parçalar ona bir türlü huzur vermiyordu. Sadece tek bir isim ona kendini tamamlanmış hissettirme gücüne sahipti...
Hayranlık duyarak büyüdüğü, umutsuzca âşık olduğu Zehir... Onu tanıdığında henüz çok küçüktü. Teşkilatın göz bebeği, abisi Steve'in en yakın arkadaşı ve sağ koluydu o... Fakat Nisan, Zehir için daima küçük bir gölgeydi. Yasaktı. Kırılan kalbiyle ülkeyi terk edip altı sene sonra tekr
Son yirmi yedi saniye.
Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı.
"Sonuna geldik, küçük hanım,"
Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuniyet, gözlerini daha da büyütüyor, gülüşü dudaklarını aşmaya çalışıyordu.
"Cana can!"
Sesi sert, ancak bir o kadar da memnundu.
"Kadına kadın!"
Keskin nişancının parmağı yavaşça tetiğe baskı yapmaya başladı.
"Kıza kız, Anıl!"
Beş saniye...
"İşini bitir!"
"Onun gözleri, özgürlük bulduğum gökyüzü değil, boğulacağım denizdi. Ama artık boğulmaktan korkmuyordum, çünkü ben de onun yanmaktan korktuğu ateşe dönüşmüştüm."
Bu kitapta bahsedilen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür; her ayrıntısı, sadece kurgusal bir dünya oluşturma amacını taşımaktadır.