Tutsak Şifacı

"Belki de insanlara yardım etmekten kaçınmamalısın." Başını kaldırdı. Az önce kahverengi gözleri olduğundan emin olduğum ihtiyar kırmızı gözlerini gözlerime sabitledi. "Sana ihtiyar tavsiyesi." Elini kaldırıp beni itekledi. Bir iki sendeledim. Başıma giren keskin baş ağrısıyla gözlerimi kapattım.

"Ne diyorsun be!" Gözlerimi açtım ve korkuyla yutkundum. Bir ormanın içerisindeydim. Hızla etrafımda döndüm. İnin cinin top oynadığı bir ormanın içerisindeydim! "Ne oldu?" diye mırıldandım. Hızla koluma bir çimdik attım. Acıyan yeri ovalarken rüyada olmadığımı anlayarak korkuyla etrafa bir bakış attım. Böyle bir şey nasıl mümkün olmuştu? Işınlanma mı icat edilmişti? Ben de bunu mu denemişlerdi. "Tabi buldular yetim öksüz birini, peşine düşen olmaz dediler. Geberse dünya bir kapkaçcıdan kurtulur dediler." Elimi belime attım. "Bu nasıl mümkün bilmiyorum ama burnunuzdan getiririm!" Tamam şimdilik bunu nasıl yapacaktım bilmiyordum ama bir şekilde yapacaktım!