Belki de tesadüf diye bir şey hiç olmadı.

Ahu, komutan olan babasıyla sevgi dolu büyümüş, güçlü ve bağımsız bir genç kızdır. Babası, uzun süredir peşinde olduğu bir suçlunun izini sürmektedir. Ancak olaylar beklenmedik bir şekilde şekillenir; babasının aradığı suçlu, Aras'ın ailesine kadar uzanır.

Aras ise ailesiyle sırlarla dolu bir geçmişe sahip, sessiz ve derin düşünen bir gençtir. Ahu ve Aras'ın yolları, Parla (Aras'ın kız kardeşi) ve Ahu'nun abisinin ilişkisi sayesinde kesişir. Parla ile Ahu'nun abisi, yeni bir ilişkiye adım atmanın heyecanını yaşarken, Ahu ve Aras arasında da karmaşık ama bir o kadar sürükleyici bir bağ oluşmaya başlar.

Ahu, ailesine sadakat ve kalbinin sesi arasında bir seçim yapmak zorunda kalırken, Aras da geçmişte saklanan sırların etkileriyle yüzleşir. Bir yandan, herkes kendi yolunda ilerlerken, aralarındaki bağlar giderek derinleşir.

Ancak her şey çözülmüş gibi görünse de, tam tersine, sırların kapısı daha çok açılacak.