Elysia and Erebus: A Tale of Two Worlds
In a distant galaxy, two planets, Elysia and Erebus, are locked in a trojan orbit around their twin suns, remaining unaware of each other's existence.
Kael, crash-lands on Elysia. As the only survivor, he is left stranded on this strange and beautiful planet. Kael soon encounters remnants of an ancient, technologically advanced civilization. Convinced that this discovery holds the key to redeeming himself and uncovering a hidden chapter of Erebus' history, Kael begins to explore the ruins.
Meanwhile, on Elysia, Anya, a mystic from an Elysian guild of time travelers, mis-teleports herself to Erebus. Despite facing the harsh realities of this militaristic world, Anya's insatiable curiosity drives her to investigate the new planet she finds herself on. As she delves deeper into her investigation, she realizes that her findings could rewrite the history of both planets.
Both Kael and Anya face immense survival challenges until fate finds a way for them to communicate with each other across the vast expanse of space. Guiding each other through their perilous journeys, they uncover the truth about their intertwined destinies. They discover that they must travel back in time to when Elysia and Erebus knew of each other and traveled freely between the two worlds through magic portals.
In the past, magic was powerful on Elysia, but a demon warlord forced the Elysians to abandon their lands and construct great ocean cities for protection. To save both their worlds, Kael and Anya must contact the mysterious ones known as "The Third World," who hold the key to restoring balance and unlocking the true potential of magic.
Their journey is filled with danger, intrigue, and unexpected alliances, as they race against time to prevent a cataclysmic event that could destroy both planets. Together, Kael and Anya must unravel the ancient secrets of their worlds and confront the dark forces that threaten their existence.
Sandalyelere karşılıklı olarak bağlanmış iki asker dikkatle birbirlerine bakarlarken içeriye intikamcıların üç üyesi girmişti Tony, Steve ve Natasha.
"Bağlı olduğunuz cihaz her yalanınızı ortaya çıkaracak."
Tony'nin cümlesi üzerine iki asker birbirine bakıp gülmüştü.
"Geçmişine dair ne biliyorsun?"
Steve'in sorusu sandalyeye bağlanmış olan sarışın kadınaydı.
"Her şeyi."
Natasha ekrana baktıktan sonra bakışları Steve'e doğru dönmüştü.
"Doğru."
"Anlat."
Tony konuştuğunda kadın bakışlarını ona doğru çevirdiğinde mavi gözlerindeki duyguları ayırt etmek oldukça zordu.
"Şakaydı, bilmiyorum."
Natasha'nın bakışları tekrar ekrana döndüğünde kaşlarını çatmıştı.
"Ve bu da doğru."
"Gerçekten bunun işe yarayacağını mı düşündünüz? Tahmin bile edemeyeceğiniz eğitimler almış iki ajanı bla bla makinesine bağlamak pekte mantıklı değil."
"Steve'in kızı olduğu şüpheli."
Tony alayla konuştuğunda Steve'in bakışları sandalyede oturan kadını bulmuştu.
"Peggy'le uzun süreli ilişkimiz olmamıştı, ayrıca doğru olsaydı Peggy onu asla bırakmazdı."
"Sonuç olarak ilişkiniz oldu Steve, dna testi yanılmaz. Özellikle benim yaptığımın yanılma ihtimali bile yok."
Steve derin nefes alıp bir kaç adımla sarışın kadına yakınlaştıktan sonra yüzünü onun yüzüne doğru eğdiğinde saçını kulağının arkasına sıkıştırınca karşı sandalyede oturan adam hızla demir kolunu çeker kolunu zincilerden kurtardığında diğer elindeki kelepçeyi kırdıktan sonra Steve'e hamle şansı tanımadan boğazından tuttuğu gibi duvara yaslayıp dişlerinin arasından sinirle konuştu.
"Ona bir daha dokunursan seni öldürürüm."