Derin bir iç çekti Tenya, gözlerini kapattı... sadece hayal etti. Buradan çıktığı günü. Fakat sonra korktu, buranın dışında bir yer var mıydı? Dışardan gelenlerin Dünya dedikleri yer nasıl bir yerdi? Orası da burası gibi dört duvar, büyük koridorları ve büyük lambaları olan bir yer miydi? Geceleri saat 8 de ışıkları söndüren biri olur muydu orada? ---- "Tenya..." Gökber sırtını yasladığı duvardan hiç hareket etmeden öylece boşluğa konuşur gibi yan koğuşta ki kadının isimini zikretti. "Efendim?" dedi normalde tüm bu sessiz ve karanlık hayatının aksine cıvıl cıvıl çıkan sesi, şimdi yorgun çıkıyordu. "Acıyor mu?" diye mırıldandı Gökber kendi yaralarını örtmeye çalışırken. Birbirlerini görmüyorlardı. "Alıştım ben, sen kendine bak. Yenisin burada... Ben doğduğumdan beri burada, bu acıları çekiyorum." dedi usul usul konuşurken Tenya. Gökber bu sözlerle sertçe yutkundu. Tenya kolunda ki yanığı soğuk duvara tutarak bir şekilde canının yanmasına engel olmaya çalışıyordu. "Tenya," diye mırıldandı Gökber tekrar. Tenya ağladı ağlayacaktı, sesinin titremesinden korktuğu için sustu. "Sana bir gün gökyüzünü göstereceğim." Gökber verdiği sözden asla pişman olmayacaktı. Tenya'nın kaşları çatıldı. Neyden bahsediyordu bu adam? bir koğuş adı falan olsa gerekti bahsettiği. "Gökyüzü nerede?" dedi gözünden bir damla düşen yaşı silerken. Gökber'in canı daha çok yandı, kalbi sızladı... Yıllardır gözünden düşmeyen yaş şimdi düşmüştü işte."Sen gökyüzünü daha önce hiç görmedin değil mi?" Yayınlanma tarihi: 29.12.2024 DİKKAT! BU HİKAYEDE Kİ HER ŞEY KARAKTERLER VE OLAYLAR BİRER KURGUDAN İBARETTİR.GERÇEKLİKLE İLGİSİ YOKTUR.All Rights Reserved
1 part