"Derler ki, kış ne kadar sert olursa olsun, aslanın izleri karın altında kaybolmaz."
Kış geri gelmişti; kar fırtınası her yeri sarmıştı.
Ve kar erimeye başladığında, sırlar ortaya çıkacaktı.
Midas'ta hiçbir sır gizli kalmazdı.
Açelya, üniversite için Devin'i terk edip Midas'a geldiğinde karşılaşacaklarından habersizdi.
Yeni bir hayat, yeni arkadaşlar ve kalbini parçalara ayıracak o aşkla tanışacağını bilmiyordu.
Kalbi ikiye bölünecek, terazide bir taraf ağır basarken her şey düşündüğünden çok daha karmaşık hale gelecekti.
Bazen her şey ölümle başlardı.
Bazen ise bir yabancının şehre gelişiyle.
Midas'ta yeni bir dönem başlıyordu.
Cemiyet üyeleri, ışıltılı davetler, göz alıcı partiler ve arkadaşlıklar... Her şey büyüleyici görünüyordu.
Ama Midas'ın parıltısı insanın gözünü kör ederdi.
O ışık ruhunuza işler, kalbinizi donatır ve vicdanınızı yitirmenize neden olurdu.
Konu:
Bir hemşire işine yine her zamanki gibi geç kalır ve patronu onu işten kovar, hemşirenin Nehir diye bir arkadaşı vardır ve ona iş ilanı verebileceğini söyler. Hemşire eve geri döndüğünde akşama kadar iş arar fakat bulamaz, bu yüzden de arkadaşı Nehirin dediği gibi iş ilanı verir...
İşte her şey o ilana cevap geldikten sonra başlar.