NALAN
  • Reads 28
  • Votes 9
  • Parts 4
  • Reads 28
  • Votes 9
  • Parts 4
Ongoing, First published Jan 04
17 yaşında bir genç kızın hayatının cehennem olması
All Rights Reserved
Sign up to add NALAN to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
Senden Kalanlar Dildâde (IV)  by sinemselay
32 parts Complete
Aldığınız bir kararın yüzünüze söylenmesi mi daha zordur aslında yoksa bir başkasının da aynı kararı alması mı? Belki biri, belki de ikisi. Benim için mi, hiçbiri... Sevdiğim adamla çıktığım bu yolda benim için zor olan, geçmişin acılarıydı hayatımda. Biz geçmişi bırakıp geleceğe emin adımlar atmak isterken geçmişin peşimizi bırakmamasıydı aslında. Tek bir şey istemiştim hayattan, mutlu olmak. Ve hayatın bana vermediği tek şey vardı, yine mutlu olmak. Mutluluk kelimesi bile yabancıydı artık bana, ben bir tek hüznü bilirdim hayatımda. Ulaç ve ben... Birbirine yabancı ve birbirinden uzak iki kişi. Tanışmamız tesadüftü belki benim için ama onun için her şey planlıydı. Tek planlı olmayansa bana duyduğu aşktı. Çünkü aşk plana sadık kalmazdı. İntikamlarn başlattığı bir aşk hikayesi değildi bizimkisi. İntikamları bitirmek uğruna yaşanan günlerde doğan, sancılı ama bir o kadar da tutkulu bir aşk hikayesiydi... İki tüy tanesi gibi düştük gökten yere. Birimiz rengarenkti birimiz simsiyah. Zaman ikimizi de tozlu yolların tozuna bulaştırmış zifiri karanlıklara dönüştürmüştü. Ama ikimiz de o karanlıktan çıkmış kendi rengimizi katmıştık dünyaya. Lakin bilmiyorduk ki ağlayan gökyüzünün o renkleri sileceğini, bilmiyorduk ki o renkleri silip yerine güzel ama tek bir renk ortaya çıkaracağını... "Ben renklerden nefret ederdim Ulaç, sen sevdirdin. Ruhumu karanlığa gizlemiştim, sen çıkardın. Bana ışık oldun, demiştin. Söylesene sevgilim, ay parçasını cennetinde ölümsüzlüğe kavuşturmadan mı bitecek bu hikaye?" Sustum ama cevap vermedi. Ben de son kez seslendim ona, yitirdiğim son bir umutla." Masal gibiymişsin, bir yokmuş bir varmışsın... "
GECENİN İZİ by hisssizyazar
39 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
İZAE by LaGoccia
25 parts Complete
"İstediğin her vakit seninle seks yaparım, ama asla sevişmeyeceğim," demişti birkaç saat önce koluna takıp nikah masasında 'evet' dediği kadın Mehmet'e. "Sevişmek, sevmekten türemiştir Mehmet. Biz birbirimizi sevmiyoruz. Ben zorlandım bu evliliğe, senin sebebini bilmiyorum. Ve inan, merak da etmiyorum." Elini, yanağını okşar gibi hafifçe hareket ettirdi Zeynep. Sonra işaret parmağının ucunu hafifçe şakağından çenesine, oradan boynuna doğru kaydırdı. Gözlerinde alaycı parıltılar oynaşırken, parmak ucunu şah damarının üzerinde gezdirdi. Bu hareketle Mehmet yutkundu, adem elması hareket etti. Kontrolünü kaybediyordu. Zeynep parmağını, adem elmasının üzerinde gezdirmeye başlamıştı ki yeniden kısık sesiyle konuşmaya başladı. Bu ses tonu, Mehmet'in başına bela olacaktı. *** Babalarının zorlamasıyla birleşen iki hayat. Zeynep'in güzelliği ve sözleriyle büyülenmiş bir adamın aşka adım adım yaklaşırken, yürüdüğü ince patikada öfkeden ziyade uysal bir kabullenişle hedefe ilerlemesinin hikayesi. Yelkenleri ilk suya indiren Mehmet'in, Zeynep'in sadece bedenine değil kalbine de karışmak için aldığı nefes sesleriyle kulaklarımızı dolduracak bir öykü. Zaman zaman Zeynep'in fırça darbelerinde hayat bulacak bir vazgeçiş olacak belki de hissettiklerimiz. Aşkı hissedecek, sevgiyle ödüllendirilecek ham bedenlerin olgunlaşmasına an be an şahit olacağımız bir masala hoş geldiniz. İZAE; ışık verme anlamında kullanılır.
Aşk'a Direniş  by Jutenya_
45 parts Ongoing
Heja güzelliği ve cesaretiyle Amed'e nam salmış kadın. Ağir yakışıklılığı ve bastığı yeri titreyișiyle Amed'in saygı duyulan ağası... Kadın çok sevdi ve sevdiği adam için ailesini herkesi karşısına aldı. Adam çok sevdi... Sevdiği kadın için ölüme gider gibi Karadağlı konağına girdi. Tüm olumsuzluklara rağmen ikisi el ele tutușup herkesi arkalarında bırakıp çıktılar. Aradan geçen 3 yıl sonra hüküm verildi. Ağanın soyu devam etmeliydi ve Keje üstünde ki beyaz gelinlikle... Düğünlü davul zurnalı bir şekilde Mirakan konağına giriş yaptı. Heja aklını yitirdi göğsü sıkıştı... Hayır kocası onu seviyordu yapmaz dedi. İnsan gözüyle gördüğüne kalbiyle inanmak istemiyordu. Heja inanmak istemese de her şey bütün gerçekliğiyle ortadaydı. Mirakan konağında acı bir gerçek... Kuma! Bu kitapta Amed'e nam salmış güçlü ve asil kadın Narin Karadağlı var. Ben hem okuyacağım, hem de sevdiğim adamla evleneceğim deyip töreye aşirete baş kaldıran Narin Karadağlı var. Bu kitapta sevdiği adam için herkesi karşısına alıp, ihanete uğrayan Heja Karadağlı... Bir kadının en güçlü isyanı. Bu kitapta sessiz çığlıklarını duyuramayan sevdiği adamın abisine eş giden Berfin Mirakan var. Ve bu kitapta sevdiği kadın için herkesi karşısına alan sabrın sadakatin en güzel hali Ömer Mirza Karahan var. Heja güzelliği cesareti ve asiliği ile Amed'e nam salmış kadın! Ağir yakışıklılığı bastığı yeri titreyişiyle Heja'nın kalbini fethetmiş adam! Hazar Karadağlı sevdanın en güzel tonu... Sevdiğim kız mutlu olsun varsın bensiz nefes alsın diyen genç yağız bir delikanlı. Onun mutluluğuyla bende nefes alırım diyen bir adam. Mirakan konağına düşen bir ateş kuma gelen Keje Mirakan... senin yapamadığını ben yapmaya geldim dedi, karşısında ki kadını yaktığını bilerek. Bastığı yer alev alıyordu. Kurgunun t
You may also like
Slide 1 of 10
Senden Kalanlar Dildâde (IV)  cover
PİNHAN MAHALLESİ  cover
BEYAZ LEKE cover
GECENİN İZİ cover
gay seks hikayeleri 1 cover
İZAE cover
Aşk'a Direniş  cover
GÜL BATAKLIĞI cover
MÜRAİ | TAMAMLANDI cover
İMDADIM cover

Senden Kalanlar Dildâde (IV)

32 parts Complete

Aldığınız bir kararın yüzünüze söylenmesi mi daha zordur aslında yoksa bir başkasının da aynı kararı alması mı? Belki biri, belki de ikisi. Benim için mi, hiçbiri... Sevdiğim adamla çıktığım bu yolda benim için zor olan, geçmişin acılarıydı hayatımda. Biz geçmişi bırakıp geleceğe emin adımlar atmak isterken geçmişin peşimizi bırakmamasıydı aslında. Tek bir şey istemiştim hayattan, mutlu olmak. Ve hayatın bana vermediği tek şey vardı, yine mutlu olmak. Mutluluk kelimesi bile yabancıydı artık bana, ben bir tek hüznü bilirdim hayatımda. Ulaç ve ben... Birbirine yabancı ve birbirinden uzak iki kişi. Tanışmamız tesadüftü belki benim için ama onun için her şey planlıydı. Tek planlı olmayansa bana duyduğu aşktı. Çünkü aşk plana sadık kalmazdı. İntikamlarn başlattığı bir aşk hikayesi değildi bizimkisi. İntikamları bitirmek uğruna yaşanan günlerde doğan, sancılı ama bir o kadar da tutkulu bir aşk hikayesiydi... İki tüy tanesi gibi düştük gökten yere. Birimiz rengarenkti birimiz simsiyah. Zaman ikimizi de tozlu yolların tozuna bulaştırmış zifiri karanlıklara dönüştürmüştü. Ama ikimiz de o karanlıktan çıkmış kendi rengimizi katmıştık dünyaya. Lakin bilmiyorduk ki ağlayan gökyüzünün o renkleri sileceğini, bilmiyorduk ki o renkleri silip yerine güzel ama tek bir renk ortaya çıkaracağını... "Ben renklerden nefret ederdim Ulaç, sen sevdirdin. Ruhumu karanlığa gizlemiştim, sen çıkardın. Bana ışık oldun, demiştin. Söylesene sevgilim, ay parçasını cennetinde ölümsüzlüğe kavuşturmadan mı bitecek bu hikaye?" Sustum ama cevap vermedi. Ben de son kez seslendim ona, yitirdiğim son bir umutla." Masal gibiymişsin, bir yokmuş bir varmışsın... "